İstanbul, gayrimenkul yatırımı denildiğinde ilk akla gelen şehir. Yabancıların artan ilgisi ve kentsel dönüşüm gibi etkenler İstanbul’un değerine değer katıyor.
İstanbul'un gayrimenkul yatırımında en çok kazandıran ilçesi Kadıköy...
Peki konut fiyatlarında İstanbul'da son 10 yılda nasıl bir artış yaşandı?
Bu sorunun yanıtı bulmak için Eylül 2005’ten Eylül 2015'e kadar değişen fiyatlara ilçe ilçe göz atmak yeterli.
REIDIN Türkiye verileri ve zingat Bölge Raporu’na göre, İstanbul’da son 10 yılda konut fiyatı en çok yükselişe geçen ilçeler Kadıköy, Ümraniye, Kartal, Sarıyer ve Şişli oldu...
28 Ekim 2015 Çarşamba
27 Ekim 2015 Salı
Bu ev için 34 milyon dolara kıydı
İngiliz şarkıcı Elton John ve hayat arkadaşı Kanadalı yapımcı David Furnish, ABD Beverly Hills’te 10 odalı bir evi 34 milyon dolara (98.2 milyon TL) satın aldı.
Taşıyıcı annelik yöntemiyle 2 çocuk sahibi olan John ve Furnish’in aldığı 2 bin 300 metrekarelik evin 10 banyosu, 11 otomobillik otoparkı, havuzu, 9 şöminesi, sinema ve cimnastik salonu, kütüphanesi bulunuyor.
Elton John’un 413 milyon dolar (1.2 milyar TL) serveti olduğu sanılıyor.
Taşıyıcı annelik yöntemiyle 2 çocuk sahibi olan John ve Furnish’in aldığı 2 bin 300 metrekarelik evin 10 banyosu, 11 otomobillik otoparkı, havuzu, 9 şöminesi, sinema ve cimnastik salonu, kütüphanesi bulunuyor.
Elton John’un 413 milyon dolar (1.2 milyar TL) serveti olduğu sanılıyor.
26 Ekim 2015 Pazartesi
Ayşe Arman'ın Bodrum'daki evi
Sarp bir yamacın üzerinden manzaraya hakim bir ev, biraz Kuzey Avrupalı, biraz da Kaliforniyalı. Ayşe Arman ve ailesinin Bodrum’daki yeni evleri Mimar Nükhet Boz ve Elmon Pekmez’in Boom Room mucizesiyle iki günde keyifli bir tatil evine dönüşmüş.
Bodrum demek; her sabah maviye uyanmak, gün boyu çıplak ayaklarla dolaşmak, tuzlu saçların rüzgarda dans ederken gülümsemek ve hayata toz pembe bakmak demek... Ayşe Arman da yıllar önce kalbini ve aklını Bodrum’a kaptıranlardan… Yıllarca Yeşil Yurtlular Sitesi’nde ev kiralayıp yazlarını burada geçiren Ayşe, arkadaşı Seden Mahmutoğlu’nun ona önerdiği evi gördüğü an aşık olmuş. Ortakent’teki evi BoomRoom’cu mimarlar Nükhet Boz ve Elmon Pekmez iki günde dekore edince bambaşka bir atmosfere kavuşmuş. Cam cepheleriyle denize açılan evi, Kaliforniya evine dönüştüren bahçelerine de Babil Peyzaj’dan Sanem Özparpucu’nun eli değmiş. Eve adım attığınızda açık renkleri, yalın çizgisiyle bir Kuzey Avrupalı karşılıyor bizi. Keskin mimari hatlar, geometrik şekil, bahçeden manzaraya ortak olan kaktüsler ve içerdeki şık detaylar, Kaliforniya stilini Bodrum’a taşıyor.
Ayşe Arman yeni evinin hikayesini heyecanla anlatmaya başlıyor. İlk cümlesi “Yeh-huuuu! Sonunda ben de Bodrumlu oldum.” Biz de bu tutkuya ortak oluyoruz. Çünkü ev gerçekten içinden çıkmak istemeyeceğiniz kadar keyifli. “Yıllardır Bodrum’da ev almak istiyordum. Ama sevgilim beni hep vazgeçiriyordu. Ona göre mantıksız… ‘İstediğin evi kirala, niye senede sadece iki ay gideceğin bir yere o kadar para bağlayacaksın!’ Yıllarca, elime ne zaman para geçse, beni hep İstanbul’da bir şeyler almam için teşvik etti. Ama sonunda bir gün geldi, ‘Yetti be!’ dedim, ‘Seni dinlemeyeceğim, borç harç Bodrum’da ev alacağım!’ Nedense bu sene, yarım bıraktığım işleri ve hayata geçirmek istediğim hayalleri gerçekleştirme senesi oldu benim için. 28 yıl sonra okulumu bitirdim, bir türlü gidemiyordum Umre’ye gittim, kendime blog açtım ve bu gazla Bodrum’da ev bakmaya başladım. Bize hiç uymayan birkaç ev gördükten sonra, tam umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım ki karşıma Seden Mahmutoğlu çıktı! Seden, emlakçı filan değil, falcı! ‘Bir ev var. Ben seni biraz yazılarından tanıyorsam sana çok uyacak bir yer orası,’ dedi. Haklı çıktı, ilk görüşte aşk!”
Cam cepheleri, taş ve metal konstrüksiyonuyla manzaraya açılan bir yamaçta konumlanan ev Ayşe Arman’ın tam da hayalindeki gibi olunca hemen satın almak istemiş. “Ben eve bayıldım. En çok da Ömer’in sevmesini sevdim! Onunla birlikte aldık, bunu da romantik buldum, tapuya birlikte gittik, o yarısını ödemese ben asla alamazdım! Alya da sevdi, favori sitesi Yeşil Yurtlular sitesine yakın olduğu için de çok mutlu oldu. Son beş yıldır orada ev kiralıyorduk, haftada birkaç gün onu götüreceğime söz verdim.” Instyle Home
Bodrum demek; her sabah maviye uyanmak, gün boyu çıplak ayaklarla dolaşmak, tuzlu saçların rüzgarda dans ederken gülümsemek ve hayata toz pembe bakmak demek... Ayşe Arman da yıllar önce kalbini ve aklını Bodrum’a kaptıranlardan… Yıllarca Yeşil Yurtlular Sitesi’nde ev kiralayıp yazlarını burada geçiren Ayşe, arkadaşı Seden Mahmutoğlu’nun ona önerdiği evi gördüğü an aşık olmuş. Ortakent’teki evi BoomRoom’cu mimarlar Nükhet Boz ve Elmon Pekmez iki günde dekore edince bambaşka bir atmosfere kavuşmuş. Cam cepheleriyle denize açılan evi, Kaliforniya evine dönüştüren bahçelerine de Babil Peyzaj’dan Sanem Özparpucu’nun eli değmiş. Eve adım attığınızda açık renkleri, yalın çizgisiyle bir Kuzey Avrupalı karşılıyor bizi. Keskin mimari hatlar, geometrik şekil, bahçeden manzaraya ortak olan kaktüsler ve içerdeki şık detaylar, Kaliforniya stilini Bodrum’a taşıyor.
Ayşe Arman yeni evinin hikayesini heyecanla anlatmaya başlıyor. İlk cümlesi “Yeh-huuuu! Sonunda ben de Bodrumlu oldum.” Biz de bu tutkuya ortak oluyoruz. Çünkü ev gerçekten içinden çıkmak istemeyeceğiniz kadar keyifli. “Yıllardır Bodrum’da ev almak istiyordum. Ama sevgilim beni hep vazgeçiriyordu. Ona göre mantıksız… ‘İstediğin evi kirala, niye senede sadece iki ay gideceğin bir yere o kadar para bağlayacaksın!’ Yıllarca, elime ne zaman para geçse, beni hep İstanbul’da bir şeyler almam için teşvik etti. Ama sonunda bir gün geldi, ‘Yetti be!’ dedim, ‘Seni dinlemeyeceğim, borç harç Bodrum’da ev alacağım!’ Nedense bu sene, yarım bıraktığım işleri ve hayata geçirmek istediğim hayalleri gerçekleştirme senesi oldu benim için. 28 yıl sonra okulumu bitirdim, bir türlü gidemiyordum Umre’ye gittim, kendime blog açtım ve bu gazla Bodrum’da ev bakmaya başladım. Bize hiç uymayan birkaç ev gördükten sonra, tam umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım ki karşıma Seden Mahmutoğlu çıktı! Seden, emlakçı filan değil, falcı! ‘Bir ev var. Ben seni biraz yazılarından tanıyorsam sana çok uyacak bir yer orası,’ dedi. Haklı çıktı, ilk görüşte aşk!”
Cam cepheleri, taş ve metal konstrüksiyonuyla manzaraya açılan bir yamaçta konumlanan ev Ayşe Arman’ın tam da hayalindeki gibi olunca hemen satın almak istemiş. “Ben eve bayıldım. En çok da Ömer’in sevmesini sevdim! Onunla birlikte aldık, bunu da romantik buldum, tapuya birlikte gittik, o yarısını ödemese ben asla alamazdım! Alya da sevdi, favori sitesi Yeşil Yurtlular sitesine yakın olduğu için de çok mutlu oldu. Son beş yıldır orada ev kiralıyorduk, haftada birkaç gün onu götüreceğime söz verdim.” Instyle Home
LV Mobilya Koleksiyonu
Seyahat temalı 2015 Louis Vuitton mobilya koleksiyonu için Raw Edges'in tasarladığı ürünler şahane!
2012 Miami Tasarım haftasında ilk defa lanse edilen Louis Vuitton mobilya koleksiyonu için Raw Edges tasarım stüdyosunun yeni aydınlatma ve koltuklarını gördünüz mü? Londra Royal College’de birlikte okuyan tasarımcılar Yael Mer ve Shay Alkalay, Çin’de gerçekleştirdikleri bir tasarım projesi sonrası 2007’de kendi stüdyoları olan Raw Edges’i kurdular. Aslen İsrailli olan ikili, Londra’daki ofislerinde çalışmalarına devam ediyor.
Tasarlarken ürünlere benzersiz bir yaklaşım ve eğlence katan ikili, hayal gücü yüksek mobilyalara imza atıyor. Obje ve mobilyaya sanatsal bir dokunuş katan tasarımcılar, Moroso, Cappellini gibi İtalyan markalarının yanı sıra birçok özel projede yer alıyor. Louis Vuitton’un ‘Objet Nomades’ adlı seyahat temalı koleksiyon için Raw Edges’in 2015 yılında hazırladıkları ‘Concertina’ sandalye ve aydınlatmanın ana malzemesi deri.
Sibel Can'ın Evi
Sibel Can bizi evinde de ekranlardan ve sahnelerden çok aşina olduğumuz o güler yüzü ve içtenliği ile karşılıyor. Konser vermek için gittiği Dubai’den yeni dönmüş, ışıltıyla parlayan ve her daim çok sağlıklı görünen cildine şimdi güzel bir bronzluk da eklenmiş. “En fazla iki gün kalabiliyorum gittiğim yerlerde, daha fazlası mümkün değil. Çocuklarımdan ve evimden uzak kalmak hoşuma gitmiyor hiç,” diyor salonda oturduğu kanepede konuşmaya başlayan Can.
Kısa veya uzun olması onun için hiç fark etmiyor, tatillere yıllardır çocuklarıyla hep beraber çıkmayı alışkanlık haline getirdiğinden bahsediyor. Yazları daha çok Miami’deki evlerinde oluyorlar. Sömestre tatilinde Londra en favori şehir hepsi için. “Bol müzikal, tiyatro ve konser programı olan, kültürel zenginliği ağır basan bir tatil bu daha çok,” diyor Sibel Can. Genç anne olmanın meyvelerini çoktan toplamaya başlamış o. Çocuklarından bahsederken, “En iyi arkadaşlarım oldular şimdi,” diyor gururla. Özellikle küçük oğlu Emir annesinin hep şık ve bakımlı olması konusunda oldukça dikkatliymiş evde.
“Bu yüzden karşılarına parlatıcımı sürmeden, küpe ve yüzüğümü takmadan asla çıkmam. Sabah erkenciyimdir. Çocuklar okula giderken ben de onlarla mutlaka ayaklanırım,” diye anlatıyor Can. İlk evliliğinden olan oğlu Engin Can ve kızı Melisa daannelerinin her an yanında en büyük yardımcılarıymış. “Kızım ben evde yokken eksikliğimi aratmaz hiç. Evi ve kardeşlerini o kadar güzel çekip çeviriyor ki,” diyor. Aklına birden annesi gelerek, “Ben de canım annemden öyle görmüştüm,” diyor gözlerinin içi hafif buğulanarak.
Onu çok özlediği sesinin değişen tonundan belli oluyor. Zaten evinde sergilemeyi tercih ettiği aksesuarlar ya annesinden ya babasından ona yadigar kalanlar. “Annem kutulara, babam kuş figürlerine çok meraklıydı,” diyen Can’ın evinde hemen her yerde bunları görmek mümkün.
Bu villaya beş yıl önce taşınmaya karar verirken çocuklarını doğa içinde, bahçeli bir evde büyütme fikrinin ağır bastığını anlatıyor bize. Daha önce yaşadıkları Nakkaştepe’deki müstakil ev de aynı mantıkla alınmış. “Orayı da çok seviyorduk ama burada okullarına daha yakınlar. Ayrıca Beykoz bana kendi çocukluğumun geçtiği yerleri hatırlatıyor, seviyorum burayı,” diyor Can. Çocukların okulda olduklarını ve az sonra geleceklerini söylüyor. İşte o zaman onun en mutlu anları başlayacak. Kapıda onları karşılayıp günün özetini almaya bayılıyor çünkü. Evde düzen ve temizlik en önem verdiği konuların başında geliyor Can için. Yemek saatlerinde herkesin evde olması çok önemli. “Ben çalışma hayatımla ev yaşantımı ayırmayı iyi başardım. Sanatçıların yorucu ve tempolu bir hayatı vardır. Ama benim için eve girdiğim andan itibaren huzur başlar. Etrafımdaki çoğu arkadaşımı bambaşka hayatları olan insanlardan seçerim,” diyor Can.
Şu sıralar yeni çıkaracağı Türk sanat müziği albümünün hazırlık telaşı içinde. Şubat onun için çok tempolu ve tamamen stüdyoda geçecek bir ay olduğunu söylüyor. “Ayrıca önümüzdeki sezon için üzerinde durduğum iki proje var. Bunlardan biri sitcom, diğeri bir dönem filminde oynamak,” diye heyecan içinde anlatıyor.
Altı ay önce evini yenilemeye karar verdiğini anlatan Can, Sıla’nın çok sevdiği şarkısının sözlerinde olduğu gibi, “Artık yeni bir hayat kurdum, başköşeye de huzur koydum. Yaslandım arkama, dünü kovdum,” diyor gözleri parlayarak.
1.200 m2’lik dört katlı bu geniş bahçeli büyük evde -sekiz oda, altı banyo, bir hamam, iki misafir tuvaleti var- yıllar içinde birkaç kez dekorasyon değişikliği olmuş.
En son içmimar Necibe ve Birol Darcan çiftinden yardım almış Can. Evin her köşesi, içinde yaşayanların tarzına, karakterine ve meraklarına uygun olarak şekillendirilmiş. Salonda modern ve klasiğin karışımı avangard bir tarz hakim. Beyaz mutfak ise tamamen modern bir çizgide düşünülmüş. Evin diğer odalarında gözü yormayan, rahatlığın öne çıktığı sıcak bir dekorasyon var. Özellikle salondaki birçok mobilya Darcan çiftinin Amerika pazarı için özel tasarladıkları koleksiyonlarından seçilmiş. Bunlardan bronz ayaklı lambader, bronz vazo, oymalı antik koltuk ve puf ilk göze çarpanlardan. Evde klasik tarzda tablo görmeyi seviyor Can. Yüksek tavanlı sedef patine boya salonun duvarlarında müzayededen alınan Antonio Amorosi’nin Narlı Kız, Emanuel Panaitescu Bardasare’nin Falcı Kadın ve İbrahim Safi’nin Haliç tabloları dikkat çekiyor ve bu salonuna renk katıyor.
Evde herkes her yerde ama özel köşeler de yok değil. “Çocuklar en çok asma katta vakit geçirmeyi severler. En büyük zevkleri ‘Playstation’ oynamak,” diye anlatıyor. “Evin her alanında yaşansın istedim,” diyen Can bu ayrıntıya çok önem verdiğini ve bunu da içmimarlarının iyi başardığını belirtiyor. “Necibe ve Birol sanki beni çok uzun yıllardır tanıyor gibiydiler. Değişkenliği seven tarzımı eve de iyi yansıttılar. Her oda farklı döşendi. Ama kendi içinde bir bütünlüğe de sahip oldu. Onların detaycılıkları ve çalışma hızlarından da etkilendim,” diyor neşeyle Can. Labirent gibi olan bu büyük evin tadilatının bir ay gibi kısa sürede tamamlanmış olması bizi de şaşırtmıyor değil. Evin ana giriş katındaki antre şömineli, oldukça geniş, modern ve klasik karışımlı bir salona açılıyor. Bitişiğindeki, çizgili duvar kağıdı kaplı oda yemek bölümü olarak tasarlanmış. Mutfak da bu katta bulunuyor.
Sunum, ikram ve görsellik Can için önemli. Aslen Boşnak olduğunu ve çok kalabalık sofraların kurulduğu bir ailede büyüdüğünü anlatıyor. Misafir ağırlama konusunda arkadaşları arasında popüler biriymiş. Bunu klasik tarzda hazırladığı yemek odasındaki göz alıcı sofrasından veya beyaz mutfağındaki çocuklarına özel düzenlediği modern Sevgililer Günü masasından da anlamak mümkün zaten. Mutfaktaki masayı gösterirken, “Bunu üç sevgilim Engin Can, Melisa ve Emir şerefine hazırladım,” diyor. Masanın üzerinde Dolce’den alınan tartolet’lere, güllü kalpli tartlar eşlik ediyor. “Mutfağı çocuklarımla beyaz yapmaya karar verdik. Bize Miami’deki çok sevdiğimiz evimizin mutfağını hatırlatsın istedik,” diye devam ediyor Can. Üstte asma katta modern tarzda döşenmiş siyah beyaz renklerin hakim olduğu çocuklara ait bir televizyon odası yer alıyor.
Giyinme odasının üstündeki mini çatı katı suit şeklinde yatak odası olarak düşünülmüş. Can’ın hamam merakı sonunda onu evinin içinde bir hamam yaptırmaya kadar götürmüş. Evdeki bir misafir banyosu turkuaz cam seramiklerle ve mermer bir kurnayla yarı modern yarı nostaljik bir hamama dönüştürülmüş. Haremlique’den aldığı havlularını özenle dizmiş buraya. “Gümüş rengi nalınlar, altın sırma işlemeli peştamallar bana babaannemden kalma. Babaannem annemi gelin hamamına götürürken ona hediye etmiş bunları. İnşallah ben de kızıma vereceğim,” diyor Can.
Teninin kadife gibi pürüzsüz, sıkı ve gergin olmasının sırrını çocukluğundan beri var olan bu hamam ritüeline bağlıyor Can. “Tabii bir de masaj ve yoga var. Masaj derinin ütüsüdür unutmayın,” diyor ardından da. Giyim kuşam konusunda günlük hayatında sade ve doğal gözükmeyi sevdiğinden bahsediyor. Alışverişlerini yurt dışından yapıyor. “Miami’de ve Londra’da ara sokaklarda küçük küçük dükkanlar vardır sevdiğim. Öyle büyük mağazalardan alışveriş etmektense bunları keşfetmeye daha meraklıyım. Ayakkabı ve çanta da her kadın gibi benim de üzerinde durduğum ve iyi olmasını arzu ettiğim aksesuarlardan. Onun dışında öyle marka merakım olduğunu pek söyleyemem,” diye anlatıyor Can.
Salonda sanat kitaplarıyla dolu kütüphane eve ilk taşınıldığında yapılmış. Ortasında bir şömine yer alıyor. İncelemeyi ve araştırmayı çok seven biri olduğundan bahsediyor Can. “Üst kattaki kütüphanesini daha çok iş toplantıları için kullanıyor. Peki şu sıralar elinde hangi kitap var dersiniz? “Kuantum olumlama üzerine kitaplar okuyorum bu aralar,” diyor Ardından da inançlı biri olduğundan ve dua etmeden bir gün dahi geçirmediğinden bahsediyor. Evdeki hemen hemen her köşede orijinal ve rengarenk çiçek aranjmanları dikkat çekiyor. “Etrafta taze çiçek olmasına hep dikkat ederim,” diyen Can, Karmen, Yabaneli ve Ceremony’den devamlı çiçek alışverişi yapıyor. Can’ın huzurlu ve sıcak evinden ayrıldıktan sonra, biz de içimizden Sıla’nın o güzel şarkı sözlerini mırıldandığımızı fark ediyoruz arabada arkamıza yaslanıp giderken. “Yeni bir hayat kurdum, huzuru da başköşeye koydum. Yaslandım arkama dünü kovdum...” (Instyle Home)
Kısa veya uzun olması onun için hiç fark etmiyor, tatillere yıllardır çocuklarıyla hep beraber çıkmayı alışkanlık haline getirdiğinden bahsediyor. Yazları daha çok Miami’deki evlerinde oluyorlar. Sömestre tatilinde Londra en favori şehir hepsi için. “Bol müzikal, tiyatro ve konser programı olan, kültürel zenginliği ağır basan bir tatil bu daha çok,” diyor Sibel Can. Genç anne olmanın meyvelerini çoktan toplamaya başlamış o. Çocuklarından bahsederken, “En iyi arkadaşlarım oldular şimdi,” diyor gururla. Özellikle küçük oğlu Emir annesinin hep şık ve bakımlı olması konusunda oldukça dikkatliymiş evde.
“Bu yüzden karşılarına parlatıcımı sürmeden, küpe ve yüzüğümü takmadan asla çıkmam. Sabah erkenciyimdir. Çocuklar okula giderken ben de onlarla mutlaka ayaklanırım,” diye anlatıyor Can. İlk evliliğinden olan oğlu Engin Can ve kızı Melisa daannelerinin her an yanında en büyük yardımcılarıymış. “Kızım ben evde yokken eksikliğimi aratmaz hiç. Evi ve kardeşlerini o kadar güzel çekip çeviriyor ki,” diyor. Aklına birden annesi gelerek, “Ben de canım annemden öyle görmüştüm,” diyor gözlerinin içi hafif buğulanarak.
Onu çok özlediği sesinin değişen tonundan belli oluyor. Zaten evinde sergilemeyi tercih ettiği aksesuarlar ya annesinden ya babasından ona yadigar kalanlar. “Annem kutulara, babam kuş figürlerine çok meraklıydı,” diyen Can’ın evinde hemen her yerde bunları görmek mümkün.
Bu villaya beş yıl önce taşınmaya karar verirken çocuklarını doğa içinde, bahçeli bir evde büyütme fikrinin ağır bastığını anlatıyor bize. Daha önce yaşadıkları Nakkaştepe’deki müstakil ev de aynı mantıkla alınmış. “Orayı da çok seviyorduk ama burada okullarına daha yakınlar. Ayrıca Beykoz bana kendi çocukluğumun geçtiği yerleri hatırlatıyor, seviyorum burayı,” diyor Can. Çocukların okulda olduklarını ve az sonra geleceklerini söylüyor. İşte o zaman onun en mutlu anları başlayacak. Kapıda onları karşılayıp günün özetini almaya bayılıyor çünkü. Evde düzen ve temizlik en önem verdiği konuların başında geliyor Can için. Yemek saatlerinde herkesin evde olması çok önemli. “Ben çalışma hayatımla ev yaşantımı ayırmayı iyi başardım. Sanatçıların yorucu ve tempolu bir hayatı vardır. Ama benim için eve girdiğim andan itibaren huzur başlar. Etrafımdaki çoğu arkadaşımı bambaşka hayatları olan insanlardan seçerim,” diyor Can.
Şu sıralar yeni çıkaracağı Türk sanat müziği albümünün hazırlık telaşı içinde. Şubat onun için çok tempolu ve tamamen stüdyoda geçecek bir ay olduğunu söylüyor. “Ayrıca önümüzdeki sezon için üzerinde durduğum iki proje var. Bunlardan biri sitcom, diğeri bir dönem filminde oynamak,” diye heyecan içinde anlatıyor.
Altı ay önce evini yenilemeye karar verdiğini anlatan Can, Sıla’nın çok sevdiği şarkısının sözlerinde olduğu gibi, “Artık yeni bir hayat kurdum, başköşeye de huzur koydum. Yaslandım arkama, dünü kovdum,” diyor gözleri parlayarak.
1.200 m2’lik dört katlı bu geniş bahçeli büyük evde -sekiz oda, altı banyo, bir hamam, iki misafir tuvaleti var- yıllar içinde birkaç kez dekorasyon değişikliği olmuş.
En son içmimar Necibe ve Birol Darcan çiftinden yardım almış Can. Evin her köşesi, içinde yaşayanların tarzına, karakterine ve meraklarına uygun olarak şekillendirilmiş. Salonda modern ve klasiğin karışımı avangard bir tarz hakim. Beyaz mutfak ise tamamen modern bir çizgide düşünülmüş. Evin diğer odalarında gözü yormayan, rahatlığın öne çıktığı sıcak bir dekorasyon var. Özellikle salondaki birçok mobilya Darcan çiftinin Amerika pazarı için özel tasarladıkları koleksiyonlarından seçilmiş. Bunlardan bronz ayaklı lambader, bronz vazo, oymalı antik koltuk ve puf ilk göze çarpanlardan. Evde klasik tarzda tablo görmeyi seviyor Can. Yüksek tavanlı sedef patine boya salonun duvarlarında müzayededen alınan Antonio Amorosi’nin Narlı Kız, Emanuel Panaitescu Bardasare’nin Falcı Kadın ve İbrahim Safi’nin Haliç tabloları dikkat çekiyor ve bu salonuna renk katıyor.
Evde herkes her yerde ama özel köşeler de yok değil. “Çocuklar en çok asma katta vakit geçirmeyi severler. En büyük zevkleri ‘Playstation’ oynamak,” diye anlatıyor. “Evin her alanında yaşansın istedim,” diyen Can bu ayrıntıya çok önem verdiğini ve bunu da içmimarlarının iyi başardığını belirtiyor. “Necibe ve Birol sanki beni çok uzun yıllardır tanıyor gibiydiler. Değişkenliği seven tarzımı eve de iyi yansıttılar. Her oda farklı döşendi. Ama kendi içinde bir bütünlüğe de sahip oldu. Onların detaycılıkları ve çalışma hızlarından da etkilendim,” diyor neşeyle Can. Labirent gibi olan bu büyük evin tadilatının bir ay gibi kısa sürede tamamlanmış olması bizi de şaşırtmıyor değil. Evin ana giriş katındaki antre şömineli, oldukça geniş, modern ve klasik karışımlı bir salona açılıyor. Bitişiğindeki, çizgili duvar kağıdı kaplı oda yemek bölümü olarak tasarlanmış. Mutfak da bu katta bulunuyor.
Sunum, ikram ve görsellik Can için önemli. Aslen Boşnak olduğunu ve çok kalabalık sofraların kurulduğu bir ailede büyüdüğünü anlatıyor. Misafir ağırlama konusunda arkadaşları arasında popüler biriymiş. Bunu klasik tarzda hazırladığı yemek odasındaki göz alıcı sofrasından veya beyaz mutfağındaki çocuklarına özel düzenlediği modern Sevgililer Günü masasından da anlamak mümkün zaten. Mutfaktaki masayı gösterirken, “Bunu üç sevgilim Engin Can, Melisa ve Emir şerefine hazırladım,” diyor. Masanın üzerinde Dolce’den alınan tartolet’lere, güllü kalpli tartlar eşlik ediyor. “Mutfağı çocuklarımla beyaz yapmaya karar verdik. Bize Miami’deki çok sevdiğimiz evimizin mutfağını hatırlatsın istedik,” diye devam ediyor Can. Üstte asma katta modern tarzda döşenmiş siyah beyaz renklerin hakim olduğu çocuklara ait bir televizyon odası yer alıyor.
Giyinme odasının üstündeki mini çatı katı suit şeklinde yatak odası olarak düşünülmüş. Can’ın hamam merakı sonunda onu evinin içinde bir hamam yaptırmaya kadar götürmüş. Evdeki bir misafir banyosu turkuaz cam seramiklerle ve mermer bir kurnayla yarı modern yarı nostaljik bir hamama dönüştürülmüş. Haremlique’den aldığı havlularını özenle dizmiş buraya. “Gümüş rengi nalınlar, altın sırma işlemeli peştamallar bana babaannemden kalma. Babaannem annemi gelin hamamına götürürken ona hediye etmiş bunları. İnşallah ben de kızıma vereceğim,” diyor Can.
Teninin kadife gibi pürüzsüz, sıkı ve gergin olmasının sırrını çocukluğundan beri var olan bu hamam ritüeline bağlıyor Can. “Tabii bir de masaj ve yoga var. Masaj derinin ütüsüdür unutmayın,” diyor ardından da. Giyim kuşam konusunda günlük hayatında sade ve doğal gözükmeyi sevdiğinden bahsediyor. Alışverişlerini yurt dışından yapıyor. “Miami’de ve Londra’da ara sokaklarda küçük küçük dükkanlar vardır sevdiğim. Öyle büyük mağazalardan alışveriş etmektense bunları keşfetmeye daha meraklıyım. Ayakkabı ve çanta da her kadın gibi benim de üzerinde durduğum ve iyi olmasını arzu ettiğim aksesuarlardan. Onun dışında öyle marka merakım olduğunu pek söyleyemem,” diye anlatıyor Can.
Salonda sanat kitaplarıyla dolu kütüphane eve ilk taşınıldığında yapılmış. Ortasında bir şömine yer alıyor. İncelemeyi ve araştırmayı çok seven biri olduğundan bahsediyor Can. “Üst kattaki kütüphanesini daha çok iş toplantıları için kullanıyor. Peki şu sıralar elinde hangi kitap var dersiniz? “Kuantum olumlama üzerine kitaplar okuyorum bu aralar,” diyor Ardından da inançlı biri olduğundan ve dua etmeden bir gün dahi geçirmediğinden bahsediyor. Evdeki hemen hemen her köşede orijinal ve rengarenk çiçek aranjmanları dikkat çekiyor. “Etrafta taze çiçek olmasına hep dikkat ederim,” diyen Can, Karmen, Yabaneli ve Ceremony’den devamlı çiçek alışverişi yapıyor. Can’ın huzurlu ve sıcak evinden ayrıldıktan sonra, biz de içimizden Sıla’nın o güzel şarkı sözlerini mırıldandığımızı fark ediyoruz arabada arkamıza yaslanıp giderken. “Yeni bir hayat kurdum, huzuru da başköşeye koydum. Yaslandım arkama dünü kovdum...” (Instyle Home)
Gül Gölge Saygı'nın Evi
Emirgan’daki evinin kapısını çaldığımız Gül Gölge’nin sımsıcak karşılamasıyla içeri buyur ediliyoruz. Hiç makyajsız yüzü, arkadan toplanmış kısa saçları ve 1.80’lik boyu ile sade bir görüntüsü var.
Üzerinde çok şık duran fuşya kazağı ve altında jean şortu ile podyumdan fırlamış bir mankenden farksız. Yakın zamanda iki çocuk sahibi olduğuna inanmak gerçekten zor. “Yemeyenlerden olduğumu sanmayın. Sıkı yerim, ama sıkı da spor yaparım. Öyle konunun ortasını bulanlardan olamadım hiç,” diye de samimi bir itirafta bulunuyor.
Kanal D’de bir dönem Canlı Canlı adlı bir magazin programı hazırlayıp sunan Gölge’yi, rol aldığı Çiçek Taksi, Yapayalnız ve Köpek adlı dizi ve filmlerden de hatırlayabilirsiniz.
İki oğlunun doğumundan sonra şov dünyasından elini eteğini çekmişti. Oğulları Ali (3,5) ve Emir’in (2,5) ilk büyüme çağlarında yanlarında olmayı tercih etmiş Gölge. “Eğer uygun bir proje ile karşılaşırsam her an yine dönebilirim,” diyerek de kamera önü için kapıyı aralık bıraktığının sinyallerini veriyor.
Orta öğrenimini İzmir Özel Türk Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmiş ve Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde film ve televizyon programcılığı üzerine eğitim almış. “Elimde kamerayla okul koridorlarında az dolanmadım. Televizyon dünyasının içine girdiğimde yabancılık çektiğimi pek söyleyemem. Kamera arkası bana her zaman daha heyecan vermiştir. Ama kariyerime kamera önünden başladım o ayrı,” diye keyifle anlatıyor.
Çift, bu eve 1,5 sene, önce Kemer Counrty’deki müstakil bir villadan taşınmış. “Evi bulmam çok zaman aldı. Tam umudu kestiğim bir anda emlakçı karşıma burayı çıkardı. İçinin ferahlığı ve manzarası beni ilk anda büyülemişti,” diye anlatıyor. (Instyle Home)
Üzerinde çok şık duran fuşya kazağı ve altında jean şortu ile podyumdan fırlamış bir mankenden farksız. Yakın zamanda iki çocuk sahibi olduğuna inanmak gerçekten zor. “Yemeyenlerden olduğumu sanmayın. Sıkı yerim, ama sıkı da spor yaparım. Öyle konunun ortasını bulanlardan olamadım hiç,” diye de samimi bir itirafta bulunuyor.
Kanal D’de bir dönem Canlı Canlı adlı bir magazin programı hazırlayıp sunan Gölge’yi, rol aldığı Çiçek Taksi, Yapayalnız ve Köpek adlı dizi ve filmlerden de hatırlayabilirsiniz.
İki oğlunun doğumundan sonra şov dünyasından elini eteğini çekmişti. Oğulları Ali (3,5) ve Emir’in (2,5) ilk büyüme çağlarında yanlarında olmayı tercih etmiş Gölge. “Eğer uygun bir proje ile karşılaşırsam her an yine dönebilirim,” diyerek de kamera önü için kapıyı aralık bıraktığının sinyallerini veriyor.
Orta öğrenimini İzmir Özel Türk Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmiş ve Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde film ve televizyon programcılığı üzerine eğitim almış. “Elimde kamerayla okul koridorlarında az dolanmadım. Televizyon dünyasının içine girdiğimde yabancılık çektiğimi pek söyleyemem. Kamera arkası bana her zaman daha heyecan vermiştir. Ama kariyerime kamera önünden başladım o ayrı,” diye keyifle anlatıyor.
Çift, bu eve 1,5 sene, önce Kemer Counrty’deki müstakil bir villadan taşınmış. “Evi bulmam çok zaman aldı. Tam umudu kestiğim bir anda emlakçı karşıma burayı çıkardı. İçinin ferahlığı ve manzarası beni ilk anda büyülemişti,” diye anlatıyor. (Instyle Home)
Türkler'in yurtdışında çok bu ülkeleri tercih ediyor
Gayrimenkulde Türkiye'yi son 2 yıldır en çok Körfez ülkelerinden Araplar ve Suriyleliler tercih ediyor. Peki Türkler yurtdışında en çok hangi ülkelerden ev aldı...
Türkler neden yurtdışında gayrimenkul satın alıyor?
Türkiye’de yabancı yatırımcıların gayrimenkule gösterdiği ilgi konuşulurken, Türkler ise konut alımında yurtdışına yöneldi.
Bu yılın ilk sekiz ayında yabancıların ülkemizde satın aldığı 14 bin 424 konuta karşılık, Türkler sadece beş ülkede 4 bin 100 gayrimenkulün sahibi oldu.
İŞTE TÜRKLER'İN EN ÇOK TERCİH ETTİĞİ ÜLKELER
Amerika Birleşik Devletleri
Türkler bu yıl ABD’de 1.400 ev satın aldı. Texas, 900 konutla en çok ilgi gören eyalet oldu. Kira geliri olarak New York Manhattan’da 3 milyon liraya satın alınan gayrimenkulden aylık 18 bin lira, Harlem’de 600 bin liralık bir evden 4 bin 500 lira kira geliri sağlanabiliyor. ABD’de vatandaşlık için şart koşulan yatırım miktarı 3 milyon TL (1 milyon dolar).
İngiltere
Türklerin en çok ilgi gösterdiği bir diğer ülke İngiltere. Başkent Londra ise 1.100 konut sahipliğiyle ilk tercih. Londra’da 2 milyon liraya alınan bir apartman dairesi aylık 13 bin lira, Yorkshire’den 800 bin liraya sahip olunabilen bir daire 2 bin 900 lira kira getirisi sağlıyor. İngiltere’de vatandaşlık elde etmek için gözden çıkarmak gereken miktar en az 4 milyon 500 bin lirayı buluyor.
Yunanistan
Bu yılın ilk sekiz ayında Türklerin 850 ev satın aldığı Yunanistan’da öne çıkan yerler Atina ve Mikonos Adası. Atina’da daire fiyatları ortalama 166 bin lira. Yeni yapılmış bir daire 350 bin liraya satılırken, kira getirisi ise aylık 1.500 liraya denk geliyor. Türklerin Yunanistan’daki bir diğer ilgi noktası olan Mikonos Adası’nda villalar öne çıkıyor. Villa fiyatları ortalama 1 milyon 500 bin lira. Yunanistan’da vatandaşlık için gereken yatırım miktarı ise en az 1 milyon lira.
İspanya
Türkler İspanya’da sadece bu yıl, Eylül ayına kadar 400 civarında gayrimenkul satın aldı. İspanya’da konut fiyatları 100 bin lirayla 6 milyon 500 bin lira arasında değişiyor. Barcelona ve Madrid gibi şehirlerde 650 bin liraya satın alınan bir evin kira geliri aylık 4 bin lirayı buluyor. İspanya’da gayrimenkul sahibi olanlar uzun süreli oturum izninin yanı sıra Avrupa’da serbest dolaşım hakkına kavuşuyor.
Fransa
Fransa’da bu yıl Ocak-Eylül ayları arasında Türklerin satın aldığı konut sayısı 350 civarında. Paris’te bir stüdyo daire 800 bin lira, lüks 2+1 konutlar 3 milyon 500 bin lira değerinde. Stüdyo daireden aylık 6 bin 500 lira kira geliri sağlanıyor. Fransa’da vatandaşlık için beş yıl oturma şartı aranıyor.
Türkler neden yurtdışında gayrimenkul satın alıyor?
Realty-Türkiye kurucusu Fatih Elibol, ortaya çıkan bu rakamlarla ilgili değerlendirmesini şu sözlerle ifade etti: “Yabancı ülkelerden konut edinen Türklerin sayısı her geçen gün artıyor. Türklerin yurtdışında gayrimenkul edinmesinde öncelikli olarak yüksek kira geliri ve vatandaşlığa giden ilk adım olarak düşünülmesi geliyor.” ntv
Etiketler:
avrupa,
emlak,
gayrımenkul,
haber,
konut
24 Ekim 2015 Cumartesi
TOKİ rekor kıracak
TOKİ, 60 bin konut yapıp kendi rekorunu kırmayı hedefliyor.
2023'e kadar 1 milyon 200 bin konut hedefi bulunan TOKİ, 2016’da kendi rekorunu kırarak 60 bin yeni konut üretecek. Kurum seçim sonrası Anadolu Yakası’nda dar gelirliler için büyük çaplı bir projeyi hayata geçirecek.
2016'da 60 bin konut
Türkiye’de dar ve orta gelir grubuna dahil vatandaşları konut sahibi yapmak ve kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmek amacıyla kurulan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 2023 yılına kadar üreteceği konut hedefini revize ederek 1 milyondan 1 milyon 200 bin’e çıkardı. Bugüne kadar yılda en fazla 55 bin konut üreten TOKİ, 2016 yılında ise kendi rekorunu kırarak 60 bin konut üretmeyi hedefliyor. TOKİ’nin nitelik ve nicelik olarak hedef yükselttiğini belirten TOKİ Başkanı M.Ergün Turan, “Gerek vatandaşlar gerekse paydaşlarımız TOKİ’deki bu pozitif değişimi görüyorlar. Şu an Türkiye genelinde 700 aktif şantiyemiz var. İstanbul ve Anadolu’daki konut sorunu bitene kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Emeklilere özel kontenjan
Konut talebinin yüksek olduğu illerde valiliklerden gelen talep üzerine emeklilere yüzde 25’e varan oranlarda konut ayıran TOKİ, önümüzdeki yıllarda sadece emeklilere yönelik konut projeleri de geliştirecek. Hali hazırda 250 TL’den başlayan taksit ve 240 aya varan vadelerle emeklilere konut imkanı sunduklarına dikkat çeken Turan, “Emeklilerimizi yüzde 8 ila 20 arasında peşinat bedelleri ve cüzi taksitlerle konut sahibi yapıyoruz. Ankara Mamak’ta 341 TL taksitle 2+1 daire, Malatya’da 268 TL taksitle ev sunuyoruz. Ayrıca 35 ilde de sadece emeklilere yönelik konut projeleri üretiyoruz” dedi.
Terör saldırılarının TOKİ şantiyelerini etkilemediğini ifade eden Turan şunları kaydetti: “Ülkemiz eskiden beri stratejik konumuyla çeşitli ülkelerin dikkatini üzerine çekmiş.Ama Türkiye Ortadoğu olmaz. Doğu ve Güneydoğu’daki şantiyelerimizde sorun yok. Batı’da şehit haberleri üzerine Kürt işçi çalıştırdığımız için tepkiler oluşmuştu. Ama şuanda sorun yok. Bizim işlerimiz devam ediyor.”
Yerel mimariyle uyumlu konutlar
TOKİ’nin Anadolu’da hayata geçirdiği projelerde yerel mimariyle uyumlu konutlar yaptığını kaydeden M. Ergün Turan Mardin’de taş evler, Hatay’da ise Akdeniz mimarisine uygun konutlar yaptıklarını söyledi.
TOKİ’nin “Yeni Şehirler, Yeni Yerleşimler” sloganıyla İstanbul ve Anadolu’da yeni yaşam alanları inşa etmeye başladığını dile getiren TOKİ Başkanı şunları kaydetti: “Artık TOKİ mimarisi diye bir şey olmayacak. İhale ettiğimiz tüm projelerin mimari dokuları farklı olacak. Örneğin Suriyeli sayısındaki ARTış ve gelişen sanayisiyle yüksek konut açığı bulunan Gaziantep’e 50-60 bin konutluk yeni bir şehir kuruyoruz. Uydu kent değil. Manisa’da 6 bin konutluk yeni yerleşim alanı oluşturuyoruz. Bu da 30 bin nüfuslu bir ilçedemek. Anadolu’da bir kasabanın nüfusu bu. Okullar, camileri, yürüyüş yolları, berber, kasap, market gibi dükkanlarıyla klasik TOKİ binaları değil, yaşam merkezleri oluşturuyoruz.”
Bazı art niyetli kuruluşların emeklilere yerine getiremeyecekleri vaatlerde bulunduklarına işaret eden Turan, “Bazı emeklilik dernekleri “TOKİ’yle anlaştık, bize üye olun TOKİ’den ev kazanın” gibi vaatlerde bulunuyorlar. Emeklilerimiz bu tür söylemlere itibar etmesin. Bir tek valilikler aracılığıyla başvuruları kabul ediyoruz” dedi.
270 bin konut yaptı
TOKİ’nin 57 ilde kentsel dönüşüm yaptığını dile getiren Turan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu ana kadar 270 bin konut yaptık kentsel dönüşüm kapsamında. Türkiye genelinde aktif 700 şantiyemiz var. Şu an inşaatı devam eden satılmamış 4 bin 500 konut var İstanbul’da. Kaaşehir önümüzdeki yaz ayında tamamlanmak üzere. Anadolu Yakası'nda da seçim sonrasında dar gelirliler için büyük çaplı bir projemiz olacak.”
Toplu Konut İdaresi’ni kötülemek isteyen paralel medyanın sürekli aynı başlıkları içeren manşetler attığına dikkat çeken TOKİ Başkanı Ergün Turan, “En son Ankara’da teslim ettiğimiz bir konut projesinde cam kırıkları olduğuna dair ortak başlıklarla haber yaptılar. Arayıp bize durumla ilgili tek bir soru sormadılar. Aslında bu projede konutlar çoktan teslime edilmişti. O arada belediye uzun süre teslim edilmediği için hırsızlar girip camını kırmış bazı dairelerin. Bu konutları vatandaşa bu haliyle vermemek için biz yeniden ihale ediyorduk. Ama açıp bilgi almadan ortak manşetler atarak bizi karalamaya çalıştılar” dedi. Milliyet
23 Ekim 2015 Cuma
Konut satışları yüzde 20 geriledi
Konut satışları Eylül'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 oranında azalarak 92 bin 483 adet oldu.
Konut satışlarında düşüş yaşandı. Türkiye genelinde konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 oranında azalarak 92 bin 483 adet oldu.
Konut satışları Ocak ayından bu yana ilk kez düşüş kaydetmiş oldu.
Konut satışları 2015 yılında sadece Ocak ayında yüzde 1.7 düşüş göstermiş, sonrasındaki aylarda artış kaydetmişti. Buna karşın, konut satışlarındaki artışta Mayıs ayından bu yana ivme kaybı yaşanıyordu.
YÜZDE 17'Sİ İSTANBUL'DA SATILDI
Konut satışlarında, İstanbul 15 bin 994 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 17,3) sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 9 bin 810 konut satışı (yüzde 10,6) ile Ankara, 5 bin 251 konut satışı (yüzde 5,7) ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 11 konut ile Hakkari, 16 konut ile Şırnak ve 19 konut ile Ardahan oldu.
KREDİLİ SATIŞLAR SERT DÜŞTÜ
İpotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,5 oranında azalış göstererek 28 bin 684 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 31 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 5 bin 844 konut satışı ve yüzde 20,4 pay ile ilk sırayı aldı. Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış payının en yüksek olduğu il yüzde 45,7 ile Bilecik oldu.
İKİ EVDEN BİRİ İLK KEZ SATILDI
Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,3 azalarak 43 bin 333 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 46,9 oldu. İkinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,7 azalış göstererek 49 bin 150 olarak gerçekleşti. ntvmsnc
21 Ekim 2015 Çarşamba
Eston Şehir Mahallem görücüye çıktı
Türkiye gayrimenkul sektörünün en güçlü markalarından ESTON’un yeni projesi “Eston Şehir Mahallem” medyaya tanıtıldı.
Gayrimenkul sektörünün en köklü markalarından ESTON’un yeni projesi “ESTON ŞEHİR MAHALLEM” basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Hilton Bosphorus’ta düzenlenen lansmanda, Eston Şehir Mahallem’ projesini geliştiren Polatyol Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Celaleddin Polat, yepyeni bir projeyle sektöre yeni bir soluk getirmenin heyecanını duyduklarını vurguladı.
Polatyol’un, 55 yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteren, gücünü uluslararası arenada kanıtlamış bir grup olduğunu kaydeden Celaleddin Polat şöyle konuştu: “Tamamlandığında 1,6 milyon metrekare arazisiyle Avrupa’nın en geniş alana yayılan gayrimenkul projelerinden biri olacak ESTON, Polatyol olarak imza attığımız önemli projelerin yanında çok özel bir yere sahip. Eston Şehir Mahallem için çok özendik. Az katlı, yeşille, ağaçla, sosyal yaşamla iç içe bir yaşam hayal ettik. Bu amaçla dünyanın öncü mimarlık ofislerinden biriyle, Swanke Hayden Connell ile çalıştık. Ana hedefimiz, çok özlediğimiz mahalle anlayışını canlandırmaktı. Eston Şehir Mahallem sakinlerinin, mutluluğu sadece evlerinde değil, tüm mahallede yakalamalarını amaçladık. Çocuklarımıza çocukluğumuzdaki sıcak mahalle hayatını armağan ediyoruz. Çocuklarımız hem özgürlüğü tadacak, hem de yeşili keşfedecek.”
Gökyüzünü kucaklayan az katlı yeşille iç içe bir yaşam
Eston Şehir Mahallem az katlı, farklı yaşam tarzlarına hitap eden konut tipleriyle Bahçeşehir’de nefes alınacak bir atmosfer yaratıyor. Toplam 68 dönüme yayılan projenin 47 dönümü açık alan olarak tasarlandı. Bu alanın 26 dönümü yeşil alan. Özgün tasarımlı farklı konut tipleri, canlı açık hava mekânlarıyla komşuluk ilişkilerini destekliyor. Bunu yaparken mahremiyetten de ödün vermiyor. Her biri bahçeli, teraslı veya balkonlu olan dairelerin pencereleri, gün ışığını en fazla alacak şekilde yerden tavana kadar yükseliyor. Projede kapalı otoparklar her bloktan ulaşılabilecek şekilde dizayn edildi, aynı zamanda otopark girişleri, sitenin dış kabuğundan verilerek ve çocuklara özgür ve güvenli bir mahalle ortamı yaratıldı.
Eston Şehir Mahallem az katlı, farklı yaşam tarzlarına hitap eden konut tipleriyle Bahçeşehir’de nefes alınacak bir atmosfer yaratıyor. Toplam 68 dönüme yayılan projenin 47 dönümü açık alan olarak tasarlandı. Bu alanın 26 dönümü yeşil alan. Özgün tasarımlı farklı konut tipleri, canlı açık hava mekânlarıyla komşuluk ilişkilerini destekliyor. Bunu yaparken mahremiyetten de ödün vermiyor. Her biri bahçeli, teraslı veya balkonlu olan dairelerin pencereleri, gün ışığını en fazla alacak şekilde yerden tavana kadar yükseliyor. Projede kapalı otoparklar her bloktan ulaşılabilecek şekilde dizayn edildi, aynı zamanda otopark girişleri, sitenin dış kabuğundan verilerek ve çocuklara özgür ve güvenli bir mahalle ortamı yaratıldı.
Eston Şehir Mahallem’de özgün mimariye sahip apartman daireleri, sıra evler ve villalarla 1+1’den 5+1’e kadar farklı tarzlarda ve planlarda ev tipleri sunuluyor. Tamamı alçak katlı olan ve bahçe katı ve dubleks seçeneklerinin yer aldığı bloklar projedeki konumuna göre Tepe Evler, Sıra Evler, Yamaç Evler ve Vadi Evler olarak adlandırıldı. Yaşam alanları bahçe ve teraslarla genişletilmiş olan projede, üst kat ön dairelerin tüm odalarından geniş terasa çıkmak mümkün. Projedeki tüm evlerin iç dizaynı farklı zevklere hitap edebilmek için farklı seçeneklerle sunuluyor. Elegan, Country veya Modern stillerinden her biri, yer döşemesinden duvarlara kadar ince ayrıntılarıyla en uygun tarzın yakalanmasına olanak verecek.
Lokasyon avantajı diğer projelere fark atıyor
Eston Şehir Mahallem, İstanbul’un gelişim aksında ve yeni ulaşım arterlerinin başlangıç ve kesişim noktasında yer alıyor. Proje Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Boğaz Köprüsü ve 3. Havalimanı’nı şehre bağlayan yolların üzerinde yer alıyor. Bahçeşehir’e kadar uzanacak metro hattı ile Taksim ve Beşiktaş’a, Marmaray bağlantısı ile Anadolu yakasına rahatça ulaşılabilecek proje, Bahçeşehir’in içinden geçecek hızlı trene yakınlığı ile de değer kazanacak.
Eston Şehir Mahallem, İstanbul’un gelişim aksında ve yeni ulaşım arterlerinin başlangıç ve kesişim noktasında yer alıyor. Proje Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Boğaz Köprüsü ve 3. Havalimanı’nı şehre bağlayan yolların üzerinde yer alıyor. Bahçeşehir’e kadar uzanacak metro hattı ile Taksim ve Beşiktaş’a, Marmaray bağlantısı ile Anadolu yakasına rahatça ulaşılabilecek proje, Bahçeşehir’in içinden geçecek hızlı trene yakınlığı ile de değer kazanacak.
Çocuklar 4 mevsim bir arada mahalle hayatının tadını çıkaracak
68 dönüme yayılan Eston Şehir Mahallem projesinde 47 dönüm açık alanın 26 dönümü yeşil alan. Bu alanların 2 bin metrekaresi sosyal aktivite ve çocuk parkları için ayrıldı. Her yaşta çocuk ve gençler açık ve kapalı kültür-aktivite alanlarında, dört mevsim hep beraber vakit geçirebiliyor. Özellikle macera parkı projede çocuklar için yapılmış özel bir alan olarak dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra projede çocuklar için, Macera Parkı, çocuk oyun parkları, bisiklet yolu, mini futbol sahası, basketbol sahası, tenis kortu, açık çocuk havuzu, sinema ve Playstation odası, genç aktivite odası, okuma odası, oyun ve performans atölyesi, spor odası, peyzajlı doğal dere, meyve bahçesi, dinlenme alanları, açık yüzme havuzu, 2 çocuk oyun alanı da tasarlandı.
68 dönüme yayılan Eston Şehir Mahallem projesinde 47 dönüm açık alanın 26 dönümü yeşil alan. Bu alanların 2 bin metrekaresi sosyal aktivite ve çocuk parkları için ayrıldı. Her yaşta çocuk ve gençler açık ve kapalı kültür-aktivite alanlarında, dört mevsim hep beraber vakit geçirebiliyor. Özellikle macera parkı projede çocuklar için yapılmış özel bir alan olarak dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra projede çocuklar için, Macera Parkı, çocuk oyun parkları, bisiklet yolu, mini futbol sahası, basketbol sahası, tenis kortu, açık çocuk havuzu, sinema ve Playstation odası, genç aktivite odası, okuma odası, oyun ve performans atölyesi, spor odası, peyzajlı doğal dere, meyve bahçesi, dinlenme alanları, açık yüzme havuzu, 2 çocuk oyun alanı da tasarlandı.
Eston Şehir Mahallem sakinlerine özel bir kulüp ortamı tasarlandı
Eston Şehir Mahallem’de, proje sakinlerinin bir arada olup, komşuluk ilişkilerini sadece evde değil, dışarıda da yaşamaları için, özel bir kulüp de tasarlandı. Çocuklar güvenli oyun ve aktivite alanlarında vakit geçirirken aileler de bu kulüpte keyifli vakit geçirebilecek. Kulüp dahilinde TV alanı, fitness salonu, buluşma salonu, yeme içme alanları, sauna ve buhar odaları, açık yüzme havuzu bulunuyor.
Eston Şehir Mahallem’de, proje sakinlerinin bir arada olup, komşuluk ilişkilerini sadece evde değil, dışarıda da yaşamaları için, özel bir kulüp de tasarlandı. Çocuklar güvenli oyun ve aktivite alanlarında vakit geçirirken aileler de bu kulüpte keyifli vakit geçirebilecek. Kulüp dahilinde TV alanı, fitness salonu, buluşma salonu, yeme içme alanları, sauna ve buhar odaları, açık yüzme havuzu bulunuyor.
Mimaride bir dünya markası: Swanke Hayden Connell
Eston Şehir Mahallem, dünyanın lider mimarlık ofislerinden Swanke Hayden Connell tarafından tasarlandı. Swanke Hayden Connell, Aukett Swanke Grubu bünyesinde 1996 yılında kurulan bir mimarlık ofisi. Londra ofisiyle kurduğu güçlü işbirliğiyle farklı alanlarda proje tasarım hizmetleri veriyor. Tasarım yaklaşımı müşterilerine en etkili ticari çözümleri sunarken aynı zamanda kentsel dokuyla uyumlu, ekolojik duyarlılığı gözeten, sürdürülebilir, verimli ve yaşam kalitesini ön planda tutan çevreler yaratıyor.
Eston Şehir Mahallem, dünyanın lider mimarlık ofislerinden Swanke Hayden Connell tarafından tasarlandı. Swanke Hayden Connell, Aukett Swanke Grubu bünyesinde 1996 yılında kurulan bir mimarlık ofisi. Londra ofisiyle kurduğu güçlü işbirliğiyle farklı alanlarda proje tasarım hizmetleri veriyor. Tasarım yaklaşımı müşterilerine en etkili ticari çözümleri sunarken aynı zamanda kentsel dokuyla uyumlu, ekolojik duyarlılığı gözeten, sürdürülebilir, verimli ve yaşam kalitesini ön planda tutan çevreler yaratıyor.
Sayılarla Eston Şehir Mahallem
68 DÖNÜM
Toplam proje alanı
Toplam proje alanı
47 DÖNÜM
Açık alan
Açık alan
26 DÖNÜM
Yeşil alan
Yeşil alan
2 BİN METREKARE
Özel kulüp, etkinlik ve oyun alanı
Özel kulüp, etkinlik ve oyun alanı
315
Toplam ünite sayısı
SATIŞ OFİSİ
444 86 16
estonsehir.com
Toplam ünite sayısı
SATIŞ OFİSİ
444 86 16
estonsehir.com
Ağaoğlu Rekorlar Kitabı’na girdi
Ağaoğlu Şirketler Grubu, bir dünya rekoruna imza atarak 2770 çalışanın katılımı ile ‘Guinness En Çok Kişiyle Baret Giyme Rekoru’nu kırdı.
Maslak 1453 projesinde gerçekleşen rekor ile daha önce Kanada’nın Manitoba şehrinde 1306 kişi ile kırılan rekorun yeni sahibi de Türkiye oldu.
Tiyatro sanatçısı Veysel Diker’in sunuculuğunu yaptığını rekor denemesinde şantiye alanında toplanan Ağaoğlu çalışanları beş dakika boyunca baretlerini çıkarmadan bekletildi. Sürenin tamamlanmasının ardından şahitler huzurunda sayım sonucu daha önce 1306 kişi ile Kanada’da olan rekor, 2770 kişi ile Türkiye’nin oldu.
Avrupa’nın en büyük karma projesi Maslak 1453 İstanbul, bu özelliği ile Guinness En Çok Kişiyle Baret Giyme Dünya Rekoru’nu kırarak ülkemize de bir dünya rekoru kazandırdı. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu dünya rekoru ile ilgili olarak iş sağlığı ve güvenliği konusuna dikkat çekerek çalışanlarına şöyle seslendi:
“Arkadaşlar benim en değerli varlığım sizlersiniz. Benim paramdan daha kıymetlisiniz. Eğer bu işleri başarıyorsak bu sizlerin emeğinizle, alın terinizle oluyor. Onun için benim için çok kıymetlisiniz. Ben de sizden şunu rica ediyorum; birinizin saçının teli benim için paradan puldan, maldan mülkten çok daha değerlidir. Hepiniz kardeşimsiniz lütfen çalışırken kendi can güvenliğiniz için -iş güvenliği konusunda arkadaşlarımız çok hassaslar, size yardımcı olmaya çalışıyorlar- ama lütfen sizde onlara yardımcı olun. Çünkü bu sizin hayatınız ve bu hayat bir tane, başka da bundan değerli bir şey yok. Ben özellikle rica ediyorum, beni seviyorsanız çalışırken lütfen önce iş güvenliği, can güvenliği.”
‘Guinness Dünya En Çok Kişiyle Baret Giyme Rekoru’ belgesini, Guinness World Records Türkiye Temsilcisi ve Tescilli Hakemi Şeyda Subaşı’nın elinden alan çalışanları adına alan Ağaoğlu, bu ödülün çalışanlarının alın teri olduğunu ve emeğe sonsuz saygı duyduğunu belirtti.
Tören sırasında Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu başta olmak üzere tüm yönetim kuruluna İTÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural tarafından plaket takdim edildi. Öte yandan işçiler tarafından şantiye alanında açılan dev Türk bayrakları da elden ele dolaştırılarak sahneye ulaştırıldı. Ayrıca günün bir başka rekoru da Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’nun 2770 kişinin tamamıyla özçekim (selfie) çekmesi oldu.
Arsa alırken dikkat
Hazine'ye ait araziler, sahte evraklarla başka kişilere ait arsalar vatandaşlara satılıyor. İşte toprağa yatırım yaparken dikkat edilmesi gerekenler.
* Arsanın imar durumu hakkında ilgili belediyeden bilgi alın. Alıcının arsayı kullanma amacı ile imar durumunda inşaat özellikleri farklı ise alınan arsa kullanılması düşünülen işe yaramayabilir.
* Tapu senedinde ada, pafta, parseli belirtilen arsanın alıcıya tekabül edip etmediği kontrol edilmeli. Bunun için de Kadastro Müdürlüğü’nden tapu senedinde belirtilien arsanın sınır tespiti istenebilir.
* Kadastronun geçmediği bölgelerden arazi almak riskli. Arsanın bağlı bulunduğu tapu sicil müdürlüğüne gidilerek, tapu kütüğüne bakıp arsanın satışı ile ilgili aleyhte şerh olup olmadığı kontrol edilmeli.
* Kırsal alanda imar izninin genellikle yüzde 5 olduğunu asla unutmayın. Bu nedenle, kırsal alanda 5 dönümden az arazi satın almayın.
* Alacağınız arazinin hisseli mi, yoksa tek kişiye mi ait olduğunu öğrenin. İleride hisse sahiplerini bir araya toplamakta ya da ikna etmekde güçlük çekilebilir.
* Orman köylerinden arazi alırken dikkatli olun. Örneğin, size gösterilen 20 dönümlük arazinin sadece 6-7 dönümü tapulu olabilir.
* SİT alanı, baraj-göl koruma alanı ya da barajlara su akıtan dere kenarlarından arazi almayın. Arazi alındıktan sonra imkanlar elveriyorya etrafını telle çevirin ya da çit olacak şekilde ağaçlandırın. Tapuyu almadan asla para ödemeyin.
Nerelere yatırım yapmalı?
* Bakir yerlere yatırım yapın. Özellikle büyük şehirlerde nüfus ve göçle birlikte yapılaşma sürekli şehrin dışına doğru yayılıyor. Bu nedenle arsa yatırımları için gelişmemiş bölgelerin tercih edilmesi öneriliyor.
* Eğer risk göze alınmıyorsa, mutlaka imarlı arsalara yatırım tercih edilmeli.
* Arsanın büyüklüğü de son derece önemli. Yatırımcıların imkanları ölçüsünde, mümkün olduğu kadar büyük arsa almalı öneriliyor.
* Ulaşım ve alt yapı arsanın değediri doğrudan etkiler. Arsanın yola cephesi ve cephe genişliği değerini yükseltir. Altyapısı değersiz olan yerler kısa vadeli düşünen yatırımcılar tarafından tercih edilmemeli.
* Doğal güzellik ve yakın çevresindeki yapılar da arsanın gelecekteki yapısını gösteren bir mercek gibidir. Yeni sanayileşen ya da yol geçen yönelerde şehirlerin geliştiği yönü önceden görüp arsa alanlar kısa sürede çok büyük paralar kazanıyor. Büyük projelerin yanında arsa almak daima kârlıdır.
Öne çıkan bölgeler
RE/MAX Türkiye Pazarlama Direktörü Gökhan Karahan; arsa yatırımı için İstanbul’da kısa vadede Büyükçekmece, uzun vadede Silivri ve Çatalca’daki arsaların kazanç sağlayabileceğini belirtiyor. Karahan”Düşük bir bütçe var ise metrekare fiyatı düşük geniş araziler her bölge için araştırılabilir. Yalova Armutlu Trakya’da Çerkezköy ve çevresi prim yapabilir. Ankara Yapracık ve Bağlıca da arsa yatırımı için gözde bölgelerden. Arsa satın alırken önemli olanın alırken kazanmak olduğu unutulmamalı” diyor.
Sinpaş Liva’da sonbahar kampanyası
Hemen teslim edilen Sinpaş Liva'da yüzde 1 peşinat, yüzde 12 peşin indirimi ve 120 aya kadar vade imkanı sunuluyor.
İstanbul Anadolu yakasında yeşil ve mavi ile iç içe yaşamın başladığı Liva’da kaçırılmayacak Sonbahar fırsatı. Hemen teslim avantajına sahip Liva’da, 112 m 2+1 daireler 426 bin 492 TL’den ve 132 m2 3+1 daireler 495 bin 704 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.
Sinpaş Yapı İstanbul Anadolu yakasının hızla değer kazanan bölgelerinden Sultanbeyli’de geliştirdiği Liva Turkuaz projesinde, göl ve bahçe keyfini evinizde yaşama imkanı sunuyor.
Birbirinden farklı konseptlerdeki adaları, sandal keyfi yapabileceğiniz gölü, şelalesi, dinlenme terasları, kış bahçeleri, yüzme havuzu ve daha bir çok sayıda sosyal ayrıcalığıyla fark yaratan Liva’da, yaşam başladı.
Mavi ve yeşilin hakim olduğu peyzajı ile çok farklı
Sinpaş Liva sakinleri, göl kenarında yer alan yürüyüş parkurları, kış bahçeleri ve pek çok sosyal aktivite olanağından yılın her döneminde yararlanabiliyor. Yetişkinler ve çocuklar için kapalı yüzme havuzları, tenis kortu, fitness center, saunalar, Türk hamamı ve birçok ayrıcalık, Liva’daki yaşama ayrı bir değer katıyor.
Sinpaş Liva sakinleri, göl kenarında yer alan yürüyüş parkurları, kış bahçeleri ve pek çok sosyal aktivite olanağından yılın her döneminde yararlanabiliyor. Yetişkinler ve çocuklar için kapalı yüzme havuzları, tenis kortu, fitness center, saunalar, Türk hamamı ve birçok ayrıcalık, Liva’daki yaşama ayrı bir değer katıyor.
Yakın güzergahtaki üçüncü köprü, metro projesi ve yeni açılan TEM bağlantı yolları ile her geçen gün değeri artan bölgede tamamlanan ilk proje olan Liva’nın ardından bölgede başka projeler de yükselmeye devam ediyor.
Sonbahar kampanyasında kaçırılmayacak fırsatlar var
Toplam 17 bin 600 metrekarelik yeşil alan ve 5 bin m2 doğal göletin yer aldığı, çok sayıda bitki ve ağaç barındıran, doğanın en güzel renklerine ev sahipliği yapan Liva’da 3+1 ve 2+1 yaşam seçeneklerine 426 bin 492 TL ve 495 bin 704 TL’den başlayan özel fiyatlarla sahip olunabiliyor.
Ulaşımı da çok kolay
Liva Turkuaz, yakın güzergahtaki üçüncü köprü, metro projesi ve yeni açılan TEM bağlantı yolları ile her geçen gün değeri artan bölgede tamamlanan ilk proje olarak dikkat çekiyor. Yeni yollar ve metro hattı, bölgenin ulaşımını kolaylaştırıyor. Sultanbeyli’de, Liva Turkuaz projesinin ardından pek çok konut firması bölgeye yatırım yapmaya başladı.
Liva Turkuaz, yakın güzergahtaki üçüncü köprü, metro projesi ve yeni açılan TEM bağlantı yolları ile her geçen gün değeri artan bölgede tamamlanan ilk proje olarak dikkat çekiyor. Yeni yollar ve metro hattı, bölgenin ulaşımını kolaylaştırıyor. Sultanbeyli’de, Liva Turkuaz projesinin ardından pek çok konut firması bölgeye yatırım yapmaya başladı.
360 Kurtköy’de satışlar başladı
Hanesel Yapı ve Demirbaş Yapı ortaklığıyla hayata geçirilen Kurtköy’ün ‘en büyük projesi’ 360 Kurtköy’de satışlar başladı.
Gerek yatırım potansiyeli gerekse oturuma elverişli yapısı ile dikkat çeken Kurtköy, İstanbul’un en hızlı gelişen bölgelerinden biri olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yapılan büyük yatırımlar ve kentsel dönüşüm projeleriyle canlılığını koruyan Kurtköy’de, Hanesel Yapı&Demirbaş Yapı ortaklığıyla inşa edilen 360 Kurtköy isimli yeni projenin satışına başlandı. Bölgeye tepeden baktıracak manzarası ile dikkat çeken “Kurtköy’ün en büyük projesi” unvanına sahip 360 Kurtköy; en ferah, en avantajlı, en geniş sosyal alanlı, en ihtişamlı, en büyük arsa- inşaat alanlı ve geniş metrekareli konut tipleriyle rakiplerinden ayrılıyor.
Kurtköy’ün en nezih bölgelerinden Çamlık’ta 320 milyon TL yatırım değeriyle hayata geçirilen 360 Kurtköy; Hanesel Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Aydoğan Selimoğlu ve Demirbaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Demirbaş’ı bir araya getiriyor. İnşaat sektörünün iki güçlü markası, Anadolu Yakası’nın en dikkat çeken projelerinden birine imza atmak için çıktıkları yolda hazırlıkları tamamlayarak satış sürecine başladı.
“54 yıllık birikimimizi 360 Kurtköy’de perçinliyoruz”
Bugüne kadar Bağdat Caddesi, Çengelköy, Şerifali, Ataşehir, Libadiye, İzmir- Çeşme gibi çeşitli bölgelerde 10 binin üzerinde konut inşa ettiklerini söyleyen Hanesel Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Aydoğan Selimoğlu, “1961′de kurulup ikinci kuşaklar tarafından iş hacmi önemli ölçüde büyütülerek, günümüzde üçüncü kuşakların grup boyutuna getirdiği Selimoğlu Group şirketimizin satış işlemini gerçekleştirdik. Artık yepyeni bir oluşumla; inşaat sektöründeki faaliyetlerimize Hanesel Yapı A.Ş. olarak devam edeceğiz. Bu bağlamda ilk projemizi Kurtköy’de Demirbaş Yapı ile birlikte gerçekleştiriyoruz. 360 Kurtköy adlı projemiz, sahip olduğu özelliklerle konut sahiplerine tam donanımlı bir yaşam merkezi sunuyor” diye konuştu. 54 yıllık tecrübelerini 360 Kurtköy ile perçinlediklerinin altını çizen Selimoğlu, öncü projelere imza atmaya devam edeceklerini vurguladı.
Aydos Ormanı’nın yanı başında
İstanbul’un en yüksek yeri olarak bilinen Aydos Ormanı’nın yanı başında yükselen 360 Kurtköy’ün konumuyla ilgili de bilgi veren Aydoğan Selimoğlu, “Projemizi, Kurtköy’ün en geniş yollarına sahip, nezih, az katlı ve villa imarlı bölgesi olan Çamlık’ta inşa ediyoruz. 360 Kurtköy’ün üç cephesi hiç kapanmayacak yeşil alandan meydana geliyor. Eğimli bir arazi üzerinde kademeli mimarisi ile birbirinin önünü kesmeyen bloklardan oluşan 360 Kurtköy’de insanlar ferah manzaraların keyfini çıkartacak” dedi.
Teknopark ile bölgedeki evlerin değeri arttı
Teknopark ile bölgedeki ev değerlerinin arttığına da değinen Selimoğlu, “2013 yılında 1. etabı tamamlanan, günümüze kadar 120 firmayı (2 bin beyaz yakalı) bünyesine toplayan Teknopark’ta, 2023 yılında kadar 30 bin beyaz yakalının istihdam etmesi hedefleniyor. Bu durum doğrudan bölgenin primlenmesine ve evlerin daha da değerlenmesine sebep oldu” dedi.
“Kurtköy uzmanlık alanımız oldu”
Kurtköy bölgesini bilen ve ihtiyaçları analiz ederek beklentilere yönelik projeler hayata geçiren Demirbaş Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Demirbaş, bölgedeki bilgi birikimlerini Hanesel Yapı ile paylaşmaktan mutlu olduklarını söyleyerek, “Hanesel Yapı ile birlikte çağdaş inşaat yönetmeliklerine uygun, mimari prensiplere ve çevreye duyarlı, kaliteli bir proje inşa etmek için bir araya geldik. Bugüne kadar Kurtköy’de 360 Kurtköy’le birlikte 200 bin metrekareye yakın inşaat alanına imza attık. Uzmanlık alanımız olan lokasyonda bu kez Kurtköy’ün en büyük projesini inşa ederek, bölgeye yeni bir soluk kazandıracağız” diye konuştu.
Brüt metrekare minimumda tutulacak
1+1 tipinde evlere bu projede yer vermediklerini söyleyen Demirbaş; “Geniş ailelerin oturabileceği, komşuluk ilişkilerinin daha sıcak olacağı yaşayan bir proje olarak tasarlanan 360 Kurtköy’de konutların net metrekareleri standartların üzerinde, brüt metrekareleri ise minimumda olacak. Satışlarımızı da genel metrekare birim fiyatı yerine net metrekareleri söyleyerek, brüt alanı minimumda tutarak yapacağız. Brüt metrekareyi hesaplarken ise ortak kullanım alanlarını (sosyal tesis, depolar, otoparklar) değil kat alanlarını baz alacağız. Bu projede insanların kafalarını karıştıran net ile brüt metrekare arasındaki farklara açıklamalar getireceğiz” dedi.
360 Kurtköy’deki ayrıcalıklara da dikkat çeken Demirbaş, “Projemizdeki her dairede balkon bulunurken, birçok dairemizde ise alanları 60 ila 130 metrekare arasında değişen bahçeler ve alanları 120 metrekareye varan teraslar yer alacak. Konutlarımızın tamamında buçuk diye ifade ettiğimiz 5.5 metrekareye varan giyinme odaları mevcut olacak” diye konuştu.
360 derece Kurtköy manzarası
Kurtköy’ü tepeden 360 derece gören bir konumda yükselen 540 konutluk projede, 2015’in Temmuz ayından bu yana inşaat devam ediyor. Teslimlerin ise Temmuz 2018’de yapılması planlanıyor. 52 bin metrekare arsa alanı üzerinde 102 bin metrekare inşaat alanına sahip 360 Kurtköy’de; 2,5+1, 3,5+1, 4,5+1, 5,5+1 daire tipleri, 4 adet villa, 1000 metrekarelik ticari alan ve yaklaşık 1500 metrekarelik sosyal tesisin yanı sıra 12 bin metrekarelik özel okul ve anaokulu da yer alıyor. 360 Kurtköy’de 2.5+1’ler 110,75 metrekare, 3.5+1’ler 144,75 metrekare; 4.5+1’ler 164,25 metrekare; 5.5+1’ler ise 192,50 metrekareden meydana geliyor. Projede fiyatlar 350 bin TL’den başlıyor.
Balkon, bahçe ve teras gibi kullanım alanlarının hakim olduğu 360 Kurtköy’ün sosyal donatıları arasında; yarı kapalı otopark, 2 adet açık ve 3 adet kapalı havuz, kamelya ve barbekü alanları, mini golf sahası, fitness-sauna-Türk hamamı- pilates ve yoga alanları, açık ve kapalı çocuk oyun alanları, açık voleybol- basketbol sahası ile açık ve kapalı cafeterya yer alıyor. Teknopark’a 2 dk, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 3.5 km, Kurtköy Metrosu’na 2.5 km mesafede bulunan 360 Kurtköy, Viaport AVM’ye 4.5 km, Atlantis AVM’ye ise 3 km uzaklıkta yükseliyor.
20 Ekim 2015 Salı
25 metrekarelik taşınabilir ev
Kimileri için özgürlük, kimileri için hayallere yolculuk, kimileri içinse 'yürüyen ev'...
İster sıcak havalarda doğanın ortasında yazlık ev olarak kullanın, ister kışın dağ evi olarak... 25 metrekarelik taşınabilir bu evin içine şaşıracaksınız...
6 kişinin kalabileceği bu evin, ferah bir salonu, büyük ekranlı televizyonu, tavandan yere pencereleri, her türlü beyaz eşyası ve mutfak gereci, hatta bir de küçük küveti bulunuyor...
İşte hayallerinizi süsleyecek taşınabilir o ev...
İster sıcak havalarda doğanın ortasında yazlık ev olarak kullanın, ister kışın dağ evi olarak... 25 metrekarelik taşınabilir bu evin içine şaşıracaksınız...
6 kişinin kalabileceği bu evin, ferah bir salonu, büyük ekranlı televizyonu, tavandan yere pencereleri, her türlü beyaz eşyası ve mutfak gereci, hatta bir de küçük küveti bulunuyor...
İşte hayallerinizi süsleyecek taşınabilir o ev...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)