23 Mayıs 2015 Cumartesi

Tapu işlemlerinde TAKBİS dönemi

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı yeni uygulama maliyetleri ve işlem sürelerini azaltacak.

Sektörünün kurucusu ve işlem sayısı bakımından lideri olan, banka kredisi kullanan her üç vatandaştan birisine hizmet veren FU Gayrimenkul’ün Genel Müdürü Ertuğrul Bulkonuyla ilgili; “Yeni düzenlemeyle banka ve finans kuruluşlarının müşterilerine sağladığı hizmet hızı ve kalitesi artacağı gibi, tapularda işlem yapma süreleri ve kırtasiye kalemleri de azalacak.

Özellikle kredi kullanarak gayrimenkul satın alan ya da ipotek verecek müşterilerin işlemlerinde büyük kolaylıklar yaratacak bu düzenlemeyi, gayrimenkul sektörü için önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Sahte vekâletnamenin önüne geçilecek

Vekâletnamelerin TAKBİS (Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi) sistemine tanımlanmasıyla işlem yapılacak her bir tapu müdürlüğü için bankalar ve finans kuruluşları adına sunulan vekâletname ve bu vekâletnamelerin dayanağı olan yetki belgesi, imza sirküleri gibi belgelerin yalnızca bir defaya mahsus olmak üzere tek bir tapu müdürlüğüne sunulması yeterli olacak.

İlgili belgeler tarandıktan sonra sisteme tanımlanmadan önce, vekâletnamenin ibraz edildiği tapu müdürlüğü tarafından elektronik imza ile imzalanacak ve ve zaman damgalı olarak sisteme tanımlanacak. Böylelikle, tüm tapu müdürlüklerinden sisteme tanımlanan vekâletname ve dayanağı olan yetki belgesi, imza sirküleri gibi belgeler ihtiyaç halinde görülebileceğinden, tekrar vekâletname ibrazı talep edilmeyecek. Tapu müdürlüklerinde yaşanan sahte vekâletname ya da belgelerin kaybolması sorunlarının da önüne geçilmiş olacak.

'Tasarruf sağlayacak'

Uygulama hakkında görüşlerini belirten Ertuğrul Bul; “Yetki belgeleri ve vekâletnamelerin TAKBİS'e tanımlanması çalışması, bankalar ve diğer büyük kurumların işlem hız ve verimliliğini olumlu etkileyecek büyük bir yeniliktir. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün bu çalışması, teknolojiye dönüşüm sürecinde sıçrama yaratacağı gibi, başta kamu bankaları olmak üzere pek çok kurum için tasarruf sağlayacaktır. Vizyoner projeleri ve teknolojik yenilikleri sektöre yansıtma konusundaki yoğun çalışmaları nedeniyle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Yönetimine teşekkür ederiz" şeklinde konuştu.

İşlem yapma süresi azalacak

Türkiye’de geçtiğimiz yıl 400 bin civarında ipotekli konut satışı yapıldığını belirten Bul; “Türkiye, özellikle konut satışlarının çok yüksek seyrettiği bir dönemde, tapularda yoğunluk yaratan, gayrimenkul alırken kredi kullanan ya da ipotek veren vatandaşların işlemlerinde sadece yetki belgeleri ve vekâletnamelerin fiziken iletilmesindeki güçlükler dolayısıyla aksamalar yaşanan bir ülke olmaktan, teknolojik dönüşümünü hızlandırmış bir ülke olma yolunda hızla ilerlemektedir. Yeni düzenleme ile vatandaşların tapu müdürlüklerinde işlem yapma süreleri azalacağı gibi verilen hizmetin kalitesinde de büyük artış olacağı kesindir” dedi.

milliyet.com.tr

Evin değeri nasıl hesaplanır?

İşte alacağınızın evin gerçek değerini hesaplamanın yöntemleri...


Milliyet'in haberine göre; Almak istediğiniz evi belirlediniz ancak ödeyeceğiniz fiyat evin gerçek değeri mi, yoksa değerinden fazla mı ödüyorsunuz? Bu yazımızda istenen fiyatın doğru fiyat olup olmadığını nasıl belirleyebileceğinizi üç farklı yöntem ile anlatacağız.

1- Aylık kira bedeline göre değerinin belirlenmesi

Hesapkurdu'nun haberine göre; kira bedeline göre evin değerinin belirlenmesi, en basit ama en gerçekçi yöntemdir. Zaten herhangi bir varlığın fiyatı, o varlığın ilerleyen yıllarda sahibine kazandıracağı paranın bugünkü değeri olarak hesaplanır. Evin kira bedelini sahibine kazandırdığı para olarak alırsak, önümüzdeki senelerde alınacak toplam kira tutarını (aşağıda detaylandırdığımız) belirli çarpanlar kullanarak evin değerini belirleyici bir faktör olarak kullanabiliriz. Daha basit olarak ifade edersek, kira bedeli yüksek bir evin değeri daha yüksek, kira bedeli düşük bir evin değeri de daha düşük olmalıdır.

Türkiye genelinde ev değerleri ortalama 214 aylık kira bedeli olarak hesaplanırken, İstanbul’da ise bu çarpanın ortalaması 212 ay. Yani bir ev yatırımının geri dönüş süresi Türkiye’de yaklaşık 18 yıl olarak hesaplanabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir konu ise, çok yüksek değerli evlerde bu çarpanlar oldukça artabiliyor, yani yatırımın geri dönüş süresi uzayabiliyor. Özellikle değer milyonları bulduğunda kira çarpanları 30 hatta 40 yıla kadar çıkabiliyor.

Genel olarak kabul gören süreler ise işyerleri için 14-16 yıl, konutlar için ise 17-20 yıldır. Bu durumda ortalama 214 aylık kira bedelinin evin fiyatını verdiği kabul edilebilir. Mesela, almak istediğiniz veya muadili bir evin kira ederinin 1.500 TL oluğunu varsayalım. Bu durumda evin piyasa değerini 321.000 TL (214*1.500 TL) olarak hesaplayabiliriz.

2- Konum ve özelliklerini kıyaslayarak fiyatının belirlenmesi

Bu yöntem halk arasında en çok kullanılan yöntemdir, ancak tek başına yeterli değildir.
Bir evin konumu, fiyatını belirleyen en önemli faktördür. Sadece ilçe değil mahalle, hatta evin sokağı bile oldukça önemli farklara yol açabilmektedir. Almak istediğiniz eve benzer konumda bulunan diğer satılık evlerin fiyatlarını büyük emlak sitelerini araştırıp bularak alacağınız ev ile karşılaştırmanız oldukça önemli. Bu sayede evin muadillerinin ortalama fiyatını belirlemiş olursunuz.

Bu yöntemin sağlıklı olabilmesi için kıyasladığınız evlerle almak istediğiniz evin çok yakın özelliklere sahip olması gereklidir.
Aşağıda sayacağımız özellikler, konuta değer katan özelliklerdir. Kıyaslama yaparken bu özelliklerin hem kendi alacağınız evde hem de kıyaslama yapacağınız evde olup olmadığının kontrol etmelisiniz.

Konutlara ek değer katan özellikler:

1- Merkezi konumda bulunması
2- Ulaşım olanaklarının zengin olması
3- Yeni bina olması
4- Dairenin ışık alan (güney) cephede olması
5- Dairenin ön cephede yer alması
6- Dairenin ara katta yer alması
7- Binada asansör bulunması
8- Havuzunun olması
9- Manzaraya sahip olması
10- Ortak alanların olması (Spor salonu, Sosyal tesis vb.)

3- Emlak ofislerinden araştırarak fiyatının belirlenmesi

Almak istediğiniz evin çevresindeki emlak ofislerine çevredeki benzer evlerin metrekare (m2) başına fiyatlarını sormayı atlamayın. Bu yöntem gayrimenkul değerleme uzmanlarının da kullandıkları bir yöntemdir. Gayrimenkul değerleme uzmanı en az üç emlak ofisinden benzer evlerin tahmini m2 fiyatını alır ve değerini ölçmeye çalıştığı evin metrekaresiyle çarpar.Ancak emlak ofisleri evin içerisini, değer katan ek özelliklerini vb. faktörleri görmeden fiyat verdikleri için emlakçılardan alacağınız fiyat net olmasa da bir fikir verecektir.

En sık kullanılan değerleme yöntemi, bu üç yöntemi de kullanarak bulunacak olan sayıların ortalamasını almaktır. Evi nakit (kredi kullanmadan) almayı planlıyor ve bu işleri bir uzmanın yapmasını istiyorsanız normalde bankaların çalıştığı profesyonel gayrimenkul değerleme uzmanlarıyla belirli bir ücret karşılığında anlaşarak bireysel olarak bu konu için görevlendirme imkanınız da mevcut.

Krediyle ev alanlar için ekspertiz raporunu kullanmak

Eğer almak istediğiniz evi krediyle almayı planlıyorsanız, bankanın gönderdiği gayrimenkul değerleme uzmanının (eksperin) belirlediği fiyatı genellikle doğru kabul edebilirsiniz. Eğer belirlenen fiyatla ilgili ciddi bir olumsuzluk görüyorsanız, biraz ısrar ederek bu rapora baz olan faktörleri inceleyip düzeltmeniz mümkün olabilir. Ancak bilmeniz gerekir ki genellikle itirazlar sonucu değiştirmiyor, bunun yerine almak istediğiniz evle ilgili daha önceden bilmediğiniz bir olumsuzluğu öğrenmenize yarıyor. Bundan dolayı ekspertiz raporunu, fiyatlara itiraz için değil, almak istediğiniz evi detaylı olarak tanımak için incelemeniz daha akılcı olacaktır.

15 Mayıs 2015 Cuma

Boğaza karşı 400 metrekare

Dilek Hanif’in, kızları Dilhan, Hande, köpekleri Mimi ve Lili ile geçen yıl taşındığı Rumelihisarı’ndaki ikinci derece tarihi eser ev, tıpkı ünlü modacının kıyafet tasarımları gibi şık ve zarif ayrıntılara sahip. Klasik çizgileriyle öne çıkan evin dekorasyonunda seçilen renkler ve rafine detaylar, modacının özgün kimliğini ortaya koyuyor. Hanif, bu sıcak evin kapılarını Instyle Home ekibine açtı.


DEKORASYON AŞAMASINDA DOSTLARDAN DESTEK GELDİ
Eve taşınma döneminde çok yoğun çalıştığı için dekorasyon işlerinde doğru adresleri bulma konusunda Vivian Elvaşvili de ona destek olmuş. Evde ağırlıklı olarak A La Turca, Mis en Demeure ve Mudo Concept’ten seçilen mobilya ve aksesuvarlar yer almış. “A La Turka’nın sahibi Erkal, yıllardır tanıdığım, diğer evlerim için de sık sık alışveriş yaptığım, tarzımı çok iyi bilen biri. Bana burası için yolladığı her parça da bir şekilde en doğru yeri buldu” diyor. Salon duvarındaki İtalyan ressamlara ait tablolar, zemindeki kırmızı Uşak halı ve İspanyol koltuklarda olduğu gibi... Fransız ve Osmanlı esintili stilleri bir arada görmeyi sevdiğini belirten Hanif, boş bir mekanı görür görmez bitmiş haliyle hayal edebileceğini söylüyor, “Burada da aynı şey olmuştu” diyor. Mekanlara gösterilen özenin, içinde yaşayanı iyi anlattığına da değinen Hanif, kıyafet tasarımlarındaki özgün stilini evinin dekorasyonuyla gerçekten çok güzel örtüştürmüş.


Moda sektöründe 24 yıldır adından başarıyla söz ettiren Dilek Hanif’in geçtiğimiz ekim ayında taşındığı Rumelihisarı sırtlarındaki evindeyiz. Burası aynı zamanda 1983’te Boğaziçi İmar Planı’nda “Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tespit edilmiş bir ev. Bahçe kapısından, evin chihuahua cinsi sevimli köpekleri Mimi ve Lili’nin havlamaları eşliğinde içeri buyur ediliyoruz. Ardından tüm zarafeti ve sade makyajı ile Dilek Hanif beliriyor karşımızda. Üzerinde kendi tasarladığı beyaz krep elbisesi ile ışıltılı saçıyor etrafa. Markasına ait yeni koleksiyon hazırlıklarının yanı sıra “Dilek Hanif for Koton” markası için çalıştığından yüksek tempolu bir dönemde olduğunu biliyoruz. Paris, Milano, Şangay ve New York arası mekik dokuduğu iş seyahatleri, koleksiyon ve defile hazırlıkları arasında ondan çekim günü almayı başardığımız için kendimizi şanslı sayıyoruz. Konya’dan yeni dönen ünlü modacı, orada da artık bir satış noktası olduğu için mutlu gözüküyor.


EVİN TARİHİ DOKUSU VE MANZARASINDAN ETKİLENDİK
400 m2’lik bahçesinde bir de müştemilatı olan dört katlı evin giriş katında; mutfak, yemek odası, misafir tuvaleti ve salon bulunuyor. Üst katta, sofaya açılan bölüm ile kızlarına ait iki yatak odası, bir giyinme odası ve banyo var. Aynı zamanda buranın önünde camla kaplı bir kış bahçesi mevcut. Çatı; yatak odası, banyosu, çalışma ve giyinme alanları ile tamamen Hanif’e göre tasarlanmış. Girişin altındaki kat oturma ve çalışma kısmını bir arada bulunduran, önü verandaya açılan televizyon odası ile depo alanlarına ayrılmış. Bu Boğaz’a bakan oturma katı onların ailece en çok vakti geçirdiği kısım...

PERDELERİ KAPATMAK BU EVE HAKSIZLIK OLUR
Evin renkleri ve kumaşları konusunda son derece hassas davrandığını belirtiyor Hanif. Giriş ve üst katları içinde yeşil bulunan griyle, alttaki oturma odasını kendisine çok iyi his verdiğinden lacivertle renklendirdiğini belirtiyor. A Day of Design’dan seçtiği keten, kadife ve ipek kumaşlarla da salonunda sıcak bir atmosfer yaratmış. Buraya taşındığında ilk işi duvarların rengini değiştirmek ve eski meşe zemine sistre yaptırmak olmuş.Salonun girişindeki İspanyol ahşap yemek masasında çok sevdiği bleu-blanc koleksiyonlarını, ciltli moda ve dekorasyon kitaplarını sergilemiş. Evlerin girişinde bu tarz masaların olmasını sevdiğini söylüyor: “Neyse ki burada böyle bir alanım vardı. Yemek odasının salondan bağımsız olmasını özellikle bu yüzden istemiştim” diyor. Evin muhteşem Boğaz manzarasını kesmemek için salonda hiç kapatmadığı beyaz storlar ve sadece yanlardan yere dökümlü gri kadife dekoratif amaçlı perdeler tercih etmiş. “Perdeleri kapatmak bu eve haksızlık olur” diyor haklı olarak.



14 Mayıs 2015 Perşembe

Ünlü çiftin 12000 metrekarelik malikanesi

2.6 MİLYON DOLAR

Dünyanın en zengin müzisyenleri arasında yer alan Beyonce, eşi Jay Z ile beraber her yıl Forbes listelerinde zirveyi zorluyor. Çift, şimdi de 2.6 milyon dolarlık evlerine taşınmanın hazırlıklarını yapıyor.


1234 METREKARE

New Orleans'ta yeni bir malikane satın alan Beyonce ve Jay Z'nin yeni evi tam 1234 metrekare.


22 ODALI

22 odalı evde, 7 yatak odası, 8 banyo bulunuyor. Tabii ki hepsi tek katta değil. Malikane, üç ayrı binadan oluşuyor.


ESKİDEN KİLİSEYDİ

Beyonce ve Jay Z'ye satılmadan öncek kilise ve bale okulu işlevi gören bu malikane, uzun zaman çevrede 'La Casa de Castile' olarak adlandırılmış. Ancak şimdilerde, çiftin yeni yuvası olacak.


1925 yılında inşa edilen malikanenin bir salonunda iki eski sütun bulunuyor.


Yatakodalarından biri kırmızı renkte dekore edildi.


Banyolar için ise daha minimal bir tarz tercih edildi.


Banyonun bir kapısı giyinme odasına açılıyor.


Rahat ve casual tarzda dekore edilen malikaneni bir salonu, mutfakla birleşiyor.









10 Mayıs 2015 Pazar

Kartal-Pendik-Maltepe bölgesi değerleniyor

“Kartal-Pendik-Maltepe aksına adeta talih kuşu kondu."

Markalı projelerin bir biri ardına sıralandığı Kartal, Pendik ve Maltepe bölgesi yatırımcısına kazanç ve keyifli bir hayatı birlikte sunuyor. DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rafet Yılmaz, bölgeye adeta talih kuşunun konduğunu, keyifli bir hayatın tüm kriterlerinin bir araya toplandığını belirterek, “Kartal-Pendik-Maltepe aksına yönelerek, bir başka yerde fiziksel ömrünü tamamlamış bir konuta yatırım yapmak yerine, yıldızı parlayan bir bölgede, modern bir projede yaşamayı tercih ettiniz. Hem hayat kaliteniz arttı, hem paranız değerlendi. Her yönden kazançlısınız” diye konuştu.

İstanbul’un Anadolu Yakasında markalı projelerin birbiri ardına sıralandığı Kartal, Pendik ve Maltepe, yatırımcının iştahını kabartıyor. Metrobüs, metro ve Anadoluray’la kolaylaşan ulaşım beyaz yakalıların konut satın alma talebini tetikliyor. Son 5 yılda yüzde 200’den fazla artan emlak fiyatları, keyifli ve kazançlı bir hayatı müjdeliyor.

İnşaat sektöründe Türkiye’nin adını Dünya’ya duyuran önemli yatırımlara imza atan DAP Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rafet Yılmaz, birikimlerini her dönemde en yüksek getiriyi sağlayan konut yatırımında değerlendirmek isteyen yatırımcılar için Kartal-Pendik-Maltepe bölgesi hakkındaki görüşlerini paylaştı.

DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rafet Yılmaz:“Kartal-Pendik-Maltepe bölgesi keyifli ve kazançlı bir adres olacak”

Türkiye’de ekonomik konut geliştirmenin giderek zorlaştığını belirten Rafet Yılmaz, “İnşaat maliyetlerinin artması karşısında müteahhitler bir noktaya kadar direnç gösterebilir; sonrasında bunu fiyatlara yansıtmak kaçınılmaz oluyor. Maliyetler, lüks konutta 3000 TL’yi aştı. Özellikle arsa fiyatları hayli yükseldi. Yüzde 50 kat karşılığı yapılan anlaşmalarda 6000 TL’nin altına inemezsiniz” dedi.
Konutun bulunduğu çevre, sosyal alanlar, bağlantı yolları gibi etkenlerle birlikte ele alındığında bütünün yansıttığı gelişmelerin de fiyatı etkilediğini belirten Rafet Yılmaz, şunları söyledi:

Bölgeye Adeta Talih Kuşu Kondu

“Kartal, Pendik ve Maltepe bölgesine yapılan yatırımların, bölgede edinilen gayrimenkullerin değerini yükselteceği muhakkaktır. Bölgeye adeta talih kuşu kondu. Keyifli bir hayatın tüm kriterleri bir araya toplandı. Yeşil alanlı, otoparklı, balkonlu-bahçeli modern binalar, şehrin stresinden uzak kalmak isteyenleri çekti. Üstelik şehrin stresinden uzak kalmak, şehirden de uzak kalmak anlamına gelmiyor. Metroyla, metrobüsle ulaşım kolaylaştırıldığı için artık istediğiniz yere kısa sürede gidebiliyorsunuz. Mesai için değilse belki gitmenize bile gerek kalmadı; aradığınız her şeyi bulacağınız şekilde yanı başınıza okullar, hastaneler, alışveriş merkezleri de yapıldı. En önemlisi, gayrimenkulünüz değerlendi.”

Deprem Gerçeğini de Dikkate Almak Gerekiyor

Bu bölgede artık, 20-30 yıllık binalarda değil yeni üretilmiş konutlarda yaşama imkanına kavuşulduğunu hatırlatan Rafet Yılmaz, “Deprem gerçeğini dikkate alıp ailenizin can güvenliğini önemsediniz. Kartal-Pendik-Maltepe aksına yönelerek, bir başka yerde fiziksel ömrünü tamamlamış bir konuta yatırım yapmak yerine, yıldızı parlayan bir bölgede, modern bir projede yaşamayı tercih ettiniz. Hem hayat kaliteniz arttı, hem paranız değerlendi. Her yönden kazançlısınız” diye konuştu.

3 Mayıs 2015 Pazar

DAP Yapı o şirketi satın aldı

DAP Yapı, Ağaoğlu Şirketler Grubu bünyesinde yer alan Eltes İnşaat'ı satın aldı.


DAP Yapı, emlak konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın Kartal’daki denize sıfır 60 dönümlük arsası için Aralık 2012’de yaptığı ihale sonucunda Eltes ile başladığı ortaklığı satın alma ile sonuçlandırdı.

Aralık 2012’de yapılan ihaleyi 1 milyar 335 milyon liralık hasılat taahhüdü ile en yüksek teklifi veren DAP Yapı-Eltes ortaklığı ihaleyi kazanmıştı. İstMarina projesi için el sıkışan Ağaoğlu ve DAP Yapı’nın ihale için başlayan ortaklık yapısı kısa süre sonra değişmişti. Daha önce geliştirdiği “My” konseptli projeleriyle tanınan ve Kartal’daki projede yüzde 51 hak sahibi olan Ağaoğlu şirketlerinden Eltes İnşaat’ın payı yüzde 0.50’ye düşmüş, DAP Yapı’nın payı yüzde 99.50’ye çıkmıştı.

DAP Yapı, 28.04.2015 tarihinde, temsili bir oranla projede kalmaya devam eden Eltes İnşaat Tesisat Sanayi  Ve Ticaret Anonim Şirketi hisselerinin %100’ünü satın alarak bünyesine kattı.

"İlk proje ortağımızdı"

DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz satın almaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “DAP Yapı olarak ilk proje ortaklığımızdı. Eltes, ihalede yeterlilik oranı için bulunuyordu. Neticede sorumluluk bizdeydi ve başından bu yana süreci biz yönettik” dedi.

35 yıllık tecrübe

1981 yılında 10.000.000 TL sermaye ile kurulan Eltes İnşaat, Ağaoğlu tarafından 2006 yılında Alke ve Ataç Gruplarından devralındı. İnşaat sektöründe yaklaşık 35 yıldır faaliyet gösteren Eltes, toplu konutlar, ticaret ve iş merkezleri, tatil köyleri ve oteller yapımında uzmanlığı bulunuyor. 500.000 m2 üzerinde inşaat alanı imalatı gerçekleştiren Eltes İnşaat, 3000’in üzerinde konut ve ofis imal etti.

Eltes İnşaat’ın gerçekleştirdiği projeler arasında, Ümraniye’de Eltes Güneşi ve Eltes Gold, Ataşehir’de 285 dönümlük arazi üzerinde yaklaşık 3.000 konut ve Ağaoğlu’nun Ümraniye’deki business oteli bulunuyor.

Kiracının ev sahibine karşı hakları neler?

Yasadaki son değişikliklerle beraber kiracıyla ev sahibi arasındaki ilişkinin tanımı ve boyutu değişmiş oldu.

Kanun değişikliği ile ev sahibi-kiracı ilişkisinin borç-alacak ilişkisine döndüğünü ve kira sözleşmesinin de bir senet niteliği taşımaya başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bundan dolayı, kira sözleşmesi imzalamadan şartları iyi değerlendirmelisiniz.

Radikal'in haberine göre; yeni kanunda kiraya veren, kiralayan ve kira sözleşmesi olarak 3 temel unsur mevcut. İlgili maddede (Madde 299) kira sözleşmesi şöyle tanımlanıyor: “Kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”

A. Kiraya verenin kiralayana yükümlülükleri

Kiraya verenin yükümlülüklerinin temelini oluşturan konulara bir bakalım – burada önemli olan konuları önem sırasına göre sıraladık:

1-  Kiraya verenin en temel yükümlülüğü, gayrimenkulün kira sözleşmesi boyunca kiraya verildiği gibi (kullanımdan dolayı yıpranmalar hariç) kalmasını sağlamaktır (Madde 301)
2- sigorta, vergi vb. kiralanan ile alakalı ödemeleri kira sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça kiraya veren ödemek zorundadır (Madde 302)
3-  Kullanımla alakalı olmak şartı ile öngörülen veya öngörülemeyen tüm yan giderleri kiraya veren karşılamak ile yükümlüdür (Madde 303)
4-  Kiralananın herhangi bir kusurunun ortaya çıkması ve bu kusurdan dolayı kiracının zarar görmesi durumda kiraya veren zararı karşılamak ile yükümlüdür (Madde 308)
5-  Kira bedelinin geç ödenmesi durumda herhangi bir cezai koşul içeren bir anlaşma yapılamaz (Madde 346)
Borçlar kanununu incelediğimizde “yerel adet olmadıkça” gibi bir ibareyle daha karşılaşmaktayız. Bu sözün kullanılması ile birlikte kiralanmak istenen gayrimenkulün bulunduğu bölgedeki genel uygulamaların kabul edildiği anlaşılmakta. Ancak yerel adetlerin kanunların üzerinde olmadığı ve kanunlara aykırılık taşıması durumunda  geçerli olmayacağı da unutulmamalıdır.

B. Kiracının kiraya verene yükümlülükleri

Kiracının yükümlülükleri, kiraya verenin yükümlülükleri kadar çok olmasa da net ve açık bir şekilde kanunda dile getirilmiştir. Kiracının yükümlüklerine temel olan konuları sıralamak gerekirse:

1. Kiracının en temel yükümlülüğü kirasını ödemektir (Madde 313)
2. Kira sözleşmesinde kira ödeme tarihi belirtilmedi ise veya gayrimenkulün bulunduğu bölgede genel bir uygulama yoksa kira her ayın sonunda ödenir (Madde 314)
3. Kiracı kira bedelini veya ödemekle yükümlü olduğu diğer giderleri ödemediği durumda kiraya veren kira sözleşmesini feshedebilir (Madde 315)
4. Kiracı, kiralanan üzerinde yapacağı değişikliklerde kiraya verenden yazılı izin almak zorundadır.
5. Kiracı evi nasıl teslim aldıysa o şekilde teslim etmek zorundadır. Ancak kullanımdan dolayı meydana gelen eksimeler ve yıpranmalardan sorumlu değildir (Madde 341)
6. Kiracıyla alakalı hem borçlar kanunda hem de diğer ilgili kanunlarda yer alan bir diğer temel yükümlülük ise kiraladığı gayrimenkule gerekli özeni göstermesi ve çevre sakinlerinin haklarını gözeterek iyi geçinmesidir. Aksi durumda kiraya veren  kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshetme hakkı mevcuttur.

Kiraya verenin ve kiracının yükümlülüklerine temel oluşturan kısımlara bu yazımızda yer verdik. Daha detaylı bilgi için 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göz atabilirsiniz. (milliyet.com.tr)

Çevrecileri endişelendiren yasa

Yeni yasaya göre serbest bölgelerin yer tetkikinden muaf olması çevrecileri endişelendiriyor.


Meclis’e gönderilen ancak yasama dönemi bittiği için “kadük” kalan Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı çevrecileri kızdıracak maddeler içeriyor.

Ticaret hacmi 22 milyar dolar

Tasarıyla serbest bölgelerde yatırım yapacak olan yerli ve yabancı yatırımcıların Çevre Kanunu’ndaki yükümlülükleri yerine getirmesi gerekecek. Ancak tüm yatırım faaliyetleri yer tetkiki kararından muaf tutulacak. Serbest bölgelerde ÇED mevzuatı kapsamında yürütülecek inceleme süreci ÇED raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmasının ardından 3 ay içinde tamamlanacak. Ekonomi yönetimi düzenlemeyle ticaret hacmi 22 milyar dolara ulaşan serbest bölgelerde yatırımın kolaylaştırılması amaçlarken, çevreciler “ÇED raporu hazırlamanın anlamı kalmıyor” endişesini taşıyor.

Bakanlık aradan çıkıyor

Çevreciler, tasarıyla serbest bölgelerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın projeleri görmeden “ÇED olumlu” kararı verebileceğini açıkladı. Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, “Mevcut uygulamada bakanlık bir projenin çevresel etkisini incelemek için bölgeye giderek doğal alan var mı yok mu bakıyor. Bu incelemede tesisin ÇED raporunda ifade edilen konuların doğru şekilde yapılıp yapılmadığı da kontrol ediliyor. Ancak bu uygulamanın kaldırıldığı görülüyor” eleştirisinde bulundu. Bu muafiyetin yaratacağı riskleri de sıralayan Bozoğlu, şöyle konuştu:

"3 aylık incelemenin hiçbir anlamı yok"

“ÇED hazırlama sürecinde diyelim ki firmalar ‘projenin etrafında orman yok’ diye yazdılar. Bakanlık yer tetkikine gittiğinde çevrede orman olduğunu görürse proje bedelinin yüzde 2’si kadar firmaya ceza verebiliyordu. Ancak Meclis’e sunulan tasarıyla bunun önüne geçmiş oluyorlar. Diğer bir nokta da bakanlık bölgeyi görmeden müşavir firmanın ve şirketin verdiği bilgilerle raporu hazırlayabilecek. Yani ÇED raporu hazırlamanın hiçbir anlamı kalmıyor. ÇED sürecini 3 aya indirmenin de sakıncaları var. Proje kuş göç yolları üzerinde yapılıyorsa bunun en az bir yıl izlenmesi gerekiyor. Hassas bölgelerde 3 aylık inceleminin hiçbir anlamı olmaz. Bakanlık yeri görmeden ÇED olumlu kararı verecek gibi görünüyor.” (milliyet.com.tr)