5 Aralık 2014 Cuma

Moraliniz bozuksa etrafınızdaki renkleri değiştirin

"Kendinizi morali bozuk, sinirli veya tembel hissediyorsanız, bulunduğunuz ortamın renklerini gözden geçirmenizde yarar var. Çünkü ortamın rengi, insan psikolojisini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebiliyor"

Ev, iş yeri ve kafe gibi mekanlardaki  renkler, insan psikoloji üzerinde huzur, rahatlık, sıkıntı, moral bozukluğu veya  tembellik gibi etkiler oluşturabiliyor.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mete Sezgin, AA  muhabirine yaptığı açıklamada, araştırmalarda renklerin bireyler üzerindeki  etkisinin değişik şekillerde ortaya konulduğunu söyledi.

Renklerin etkisinin iş, ev hayatı ve doğada farklılık gösterebildiğini  belirten Sezgin, mekanlarda kullanılan bazı renklerin, kimilerine huzur, ilham;  kimilerine de tembellik ve sıkıntı verebildiğini ifade etti.

Sezgin, renklerin özelliklerini ve insan psikolojisi üzerindeki  etkileri bilmenin, bazı ruhsal problemlerin çözümüne katkı sağlayabileceğini dile  getirdi.

"Kendinizi morali bozuk, sinirli veya tembel hissediyorsanız,  bulunduğunuz ortamın renklerini gözden geçirmenizde yarar var. Çünkü ortamın  rengi, insan psikolojisini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebiliyor" diyen  Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kırmızının dikkat çekici renk olduğunu biliyoruz. Ancak bunun yanında  kanın akışını harekete geçirme ve hırçınlığı temsil etme gibi özelliği de var.  Turuncunun ise rahatlatma özelligi var. Ayrıca sayıca kalabalık gösterme gibi bir  etkisi olduğundan, genelde kafelerde kullanılır. Gri ise durağanlığı temsil eder.  Yaratıcılığı öldüren renktir. Yollar, dikkat dağınıklığı oluşturmamak ve kazalara  sebebiyet vermemek için rengarenk değil de gri tonlarındadır.  Levhalar için aynı  şey geçerli değil. Uyarı levhaları, dikkati çekmesi açısından kırmızıdır. Bilgi  verici levhalar mavidir. Çünkü mavinin bilgi aşılama özelliği vardır. Bunun  yanında, sinir sistemini yumuşatır ve sakinlik verir."

Sezgin, Amerika'da renklerin, çocukların yaramazlıkları üzerindeki  etkisiyle ilgili bir araştırma yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Daha önce pembe olan duvarlar, maviye boyanmış. Çocukların  yaramazlığının mavi renkte azaldığı, sakinleştikleri ve sistemli çalıştıkları  görülmüş. Yeşil, rahatlığı, huzuru temsil eder. Beyaz renkli ortamlarda ise  bireyler daha yavaş hareket eder. Zaten beyaz, saflık, temizlik ve rahatlığı  temsil ettiği için bireyler bu ortamlarda kendini daha huzurlu hisseder."

"Renklerin de dili var" 
Her bireyin kendi iletişim renginin, o renge göre de kişilik  özelliklerinin olduğunu aktaran Sezgin, kıyafet ve diğer eşyalarda tercih edilen renklerin insanların kişiliğini de ele verdiğini vurguladı. Sezgin, şöyle devam  etti:

"Renklerin de dili var. Örneğin, kırmızı rengi sevenler, kontrolü ve  yönetmeyi seven kişilerdir. Dışa açık, sonuç odaklı ve hızlı çalışmayı severler.  Azla yetinmeyi bilen bireylerdir. Maviyi tercih edenler ise karakter olarak ağır  bireylerdir. Sistemli çalışmayı, organize etmeyi severler. Problem seçme yetileri  daha fazladır. Tercihini sarıdan yana kullananlar, coşkulu ve çok atraksiyon  içindedir. Hızı ve ilgi çekmeyi severler. Hayal gücü, ikna etme becerisi yüksek  kişilerdir. Yeşil sevenler de kırmızının tersi olarak yönetmeyi değil yönetilmeyi sever. Ruhsal anlamda huzurlu, sakin bireylerdir. Daha yakın ilişkilerden  hoşlanırlar. Tez canlı değil tam tersi çok yavaştırlar."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder